BAYRAKLI’DA YAŞANANLAR

      Değerli okuyucularım bugünkü köşe yazımda CHP Bayraklı İlçe’de yaratılmak istenen suni krizden ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) düzenlemiş olduğu yetersiz panelden söz etmek istiyorum.

Bu bölümde önce ilçeyi değerlendirirsek, Bayraklı İlçe’de vekillerin araya girmesiyle sağlanan geçici barışı bozmak isteyen  krizden faydalanılan olaylara tanık oluyoruz. CHP iktidara giderken, CHP’liliği sözde kimseye bırakmayanlar yine ilçede “Nasıl bir kaos yaratırım?” felsefesine devam ediyor. Oysa vekillerimizin yaptığı ziyaretten sonra ilçede yeterli olmasa da bir barış havası esmeye başlamıştı. Kırgınlıklar, kızgınlıklar belki kolay unutulmaz ama bir yerden başlamak gerekiyordu. Bu konuda da İlçe Başkanı, yaptığı toplantıda yeni bir sayfa açmak adına herkesi kucaklayacağını belirtmişti. Zaten bu saatten sonra ilçeyi düşürseniz ne olur? Ki bu da halen imkansız. CHP Genel Merkezi’nin bu konudaki tavrı net. Haklıya haksıza bakmadan, ‘hiçbir kavga ortamını kabul etmeyeceklerini’  deklare etmişlerdi. Ama nedense bazı kesimler, bir gün önce ilçede yapılan toplantıya katılmayarak ilçenin düşmesi için tekrar adım attılar. Çok yazık. Oysa ilçe başkanı herkesi kucaklayacağını açıklamıştı. Bu meyanda İlçe’ye muhalif olanlara destek verdiği iddia edilen Bayraklı Belediye Başkanı Sayın Serdar Sandal da bir medya kuruluşuna yaptığı açıklamada da “Asla ve asla ilçeyle bir çekişme içinde olmayacağını” açıklamıştı. Gözlemlerimizde biz de Sayın Sandal’da bir değişiklik gördük. “Ben belediyenin işinden başka işe odaklanmam. İlçe kendi işini, ben kendi işimi yapacağım tavrındaydı.” Kendisindeki bu olumlu gelişmeyi biz de aklın yolu birdir diye beğenip alkışladık. Yalnız Sayın Sandal, İlçe muhaliflerine şu mesajı vermişti; bırakın dedikoduyu herkes işine baksın. Sayın Sandal’ın son zamanda ilçe başkanına karşı kibar, nazik ve yapıcı davranışlarının da farkındayız. Sanki buzlar erimiş gibi. Ki, olması gereken de bu. Hem İlçe Başkanı, hem Belediye Başkanı aradaki buzları eritmiş, ortak bir çalışmaya yönelmişlerken nifak tohumu ekenlere diyorum ki; “siyasette uzun vadeli dostluklar olmadığı gibi, uzun vadeli karşıtlıklar da olmaz”. Gün, birleşme günüdür. Kimse, kimseye aba altından sopa gösteremez ama şunu da herkes bilsin ki, beyhude uğraşmayın. İlçe düşürülemez. İktidar yolunda mücadele eden CHP buna müsaade etmez. Herkes için diyorum ki; yüksek egolarınızı törpüleyin, gün barış ve dayanışma günüdür. Hiçbir dönemde seçilen ilçe başkanını çeşitli nedenlerle düşürme yanlışında bulunanlara hoş bakılmamıştır. Siyasette bugünün bir de yarını vardır. Hele hele hiçbir özgül ağırlığı olmayan, siyasette karşılığı bulunmayan, kerameti kendinde arayan bazı partililerimiz var ki, bir elin parmakları kadar sayıları az. Bu yanlış davranışlardan dönün. Kim nifak sokmak isterse istesin, aklın yolu birdir, Serdar Başkan ve Pınar Başkan birbirlerinin görevlerine müdahale etmeden bu işi götüreceklerdir, inanıyorum. Serdar Başkan’daki bazı olumlu davranışları da izlerken şöyle bir şey aklıma geldi; halk deyimiyle, sokak ağzıyla yazıyorum; HAH İŞTE BÖYLE! Bu da hoşumuza gidiyor. Bu olumlu değişiklikten de bütün CHP’liler, başta ben olmak üzere, sanırım son derece memnundur.

        Bu bölümde ise Bayraklı’da Havuz Kafe’de ADD tarafından düzenlenen paneli çok yetersiz, çok zayıf ve acemice buldum. Benim bu eleştirilerimden rahatsız olacaklar varsa, siyasette beraber olduğum, şu andaki Bayraklı Belediyesi Meclis Üyesi ve aynı zamanda ADD Başkanı Gönül Güngör’e serzenişte bulunuyorum. Sınıfta kaldın. Program, acemice hazırlanmıştı. Maalesef protokol, konuşma metni, takdimler acemiceydi. Sayın ADD Başkanı heyecanlanabilir ama programını yapmadan önce profesyonellerden destek almalıydı. Sayın ADD Başkanı, öncelikle size destek veren Yönetim Kurulu’nuzu anmak aklınıza gelmedi mi? Yine STK’ları lanse ederken orada bulunan diğer STK’ları unutmanız ya da göremeyişiniz bir hataydı. Tamam art niyetli değilsiniz ama orada kimler var kimler yok, tek tek yazamaz mıydınız? Yine sizi göklere çıkaran, her etkinliğinizi yazan, sizleri manşette tutan basın hiç mi aklına gelmedi (bu ikinci gafletiniz daha önce ADD’nin yaptığı panelde de bu hatayı yapmıştınız)?  Orada sizin konuşmalarınızı kamuoyuna duyurmak için büyük özveri gösteren Bayraklı Belediyesi’nin basın kanadına, orda koşturarak fotoğrafınızı çeken, canlı yayın yapan basın emekçilerini hiç mi aklınıza getirmediniz? Yine orada bulunan diğer basın mensuplarını isimlerini zikretmeden sadece ajans isimlerini okuyarak onurlandıramaz mıydınız? Ama maşallah milletvekiline ve belediye başkanına övgüler yağdırırken hiç unutkan olmuyorsunuz. Bu eksik ve güdük kalan organizasyona özveriyle destek veren Bayraklı Belediyesi’ne teşekkür ederim. Onlar, kendilerinden ne istendiyse yerine getirdiler.  Belediye deyince aklıma şu geldi; bundan iki üç dönem önce  eski belediye başkanı zamanında ADD toplantılarında kitap dağıtılırdı. Sayın Başkan, siz Belediye Başkanımız Sayın Sandal’dan yüz tane “Nutuk” kitabı isteseydiniz size vermez miydi? Burada kimse yanlış anlamasın, Sayın Belediye Başkanı’nı eleştirmiyorum. Bilakis böyle bir teklif gelseydi, seve seve yardım ederdi. Bunu düşünemeyen Sayın Başkan, özrü kabahatinden büyük olmak üzere, sosyal medyanızda Sahilliler Derneği’nin ve Salihlili olan bazı kimselere olan özel teşekkürünüze de şöyle cevap vereyim; o gün heyecandan unuttuğunuz kurum ve STK’lara sosyal medya üzerinden özür mahiyetinde isimlerini alsaydınız, ‘eyvallah’ diyecektim. Sevgili Başkan, siyasette birlikte yol yürüdüğüm gönül kardeşim, ADD, Salihliler Derneği’nin Şubesi değildir. Basın kime yandığını bilemeyen sokak lambası değildir.

Hoşçakalın, dostça kalın.