BÜYÜKŞEHİR’DE YOLSUZLUK SORUŞTURMASI

          Değerli okuyucularım bugünkü köşe yazımda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki, son zamanlarda çok az rastladığımız yolsuzluk iddialarıyla bağlantılı İtfaiye Daire Başkanı Murat Varlıorpak’ın üç ay süreyle görevden uzaklaştırılması ve bunun devamı gelir mi iddialarına cevap vermeye çalışacağım.

                İtfaiye Daire Başkanlığı’ndaki görevden alınma olayını yazımın sonunda değineceğim. Öncelikle belediyede dedikodudan önde, ete kemiğe bürünen ilginç ve bence yakışıksız, asılsız suçlamalara da yanıt vermek istiyoruz.İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde maalesef haddini bilmeyen o kadar şaşkınlar var ki, patronun büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer olduğunu unutup, kim gelecek kim gidecek üzerinden tarih vererek ‘isim toto’ oynayanlara şaşkınlıkla ve hayretle bakıyorum. Büyükşehir Belediyesi’nde iki grup var: Bir; genel sekreter Buğra Gökçe’den yana olanlar, onun İzmir için şans olduğunu söyleyenler, bir de Buğra Gökçe’nin gitmesi gerektiğini her türlü atamada her türlü olumsuz icraatta Sayın Buğra Gökçe’yi sorumlu tutanlar. Kendilerine yer açmak isteyen bu grup her nedense Sayın Buğra Gökçe’yle Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer arasında suni bir gündem yaratarak sanki anlaşamıyorlarmış gibi bir bardak suda fırtına koparmak istiyorlar. Sayın Buğra Gökçe belediyenin en kılcal damarlarını bilen önemli bir bürokrattır. Ben Tunç Başkan’la aralarında bir sorun olduğuna da inanmıyorum. Her fırsatta her olumsuzluğu Buğra Gökçe’ye yüklemek insafsızlıktır. Tunç Başkan kiminle çalışacağını herkesten iyi bilir. Tunç Başkan adına böyle bir algı yaratmak sadece Buğra Gökçe’yi değil, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’i de son derece derinden etkiler, hiç de hoş olmaz. Bazı bürokrat atamalarında Buğra Gökçe’nin rol aldığı, istemediği kimselere görev verdirmediği iddiaları ise belediyedeki güç çatışmasıdır. Belediyede iş, aş, ruhsat takipçiliği yapan, hala “Ben Aziz Başkan’a bağlıyım.” diyerek ulu orta konuşan daire başkanları yok mudur? Var var... Ama bunlar bir türlü akıllanmıyor. Kardeşim Aziz Bey’e sevginize eyvallah, ama siz şu anda Tunç Başkan’ın bürokratısınız. Birçok bürokratı inceledik. Maşallah maaşlarının çok ötesinde, bizim bir türlü elde edemediğimiz lüks arabalarınız, yazlıklarınız var. İşi gücü bıraktınız sanırım, ya totodan ya lotodan, ya da miras. Allah daha çok versin.

                İtfaiye Daire Başkanı Murat Varlıorpak 2019 Yılının Ağustos Ayında Fen İşleri Daire Başkalığı’ndan tenzili rütbeyle İtfaiye Daire Başkanlığı’na atanmıştır. O süreden beri Sayın Varlıorpak’ın kamuyu 17.2 milyon zarara uğrattığı gerekçesi ve hakkında zimmet çıkarıldığı bir takım ihalelerde, bazı kişileri bazı şirketlere yönlendirerek haksız kazanç elde ettiği dedikoduları uzun zamandan beri belediyede dillendiriliyor. Özellikle İtfaiye Denetim ve Önleme Şube Müdürlüğü’nün bu kapsamda iyi incelenmesi gerekir. Sayın Varlıorpak, Teftiş Kurulu tarafından belgelerde imzası bulunduğu ve kendi kendisini soruşturamayacağı gerekçesiyle 657 sayılı devlet memurları kanunun, 137, 138 ve 145. maddeleri gereğince 3 ay süreyle görevden uzaklaştırılmasını talep etti. Kimseye bir şey yapmaz, olayları örtbas eder diye bazı şom ağızlılar tarafından eleştirilen Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer imzayı bastı. Siz merak etmeyin beyler, o naif ve kibar başkan, yeri geldiğinde bir atasözü deyimiyle (yumuşak atın çiftesi sert olur) gereğini aslanlar gibi yapar. Bunun devamı gelecektir. Murat Varlıorpak’ın Genel Sekreter Buğra Gökçe’nin kadrosu olduğu, yani kankası diye bu olayda Buğra Gökçe’ye fatura çıkarmak, en hafif deyimle ayıp olur. Sayın Genel Sekreter herkese yakındır. Görevi icabı herkesle diyalog kurmak zorundadır. Allayıp pullayıp süsleyip, genel sekreteri yıpratma iddiaları, özellikle yandaş basın tarafından servis ediliyor. Bir de buna belediyede kendine yer açmak için kendisini Buğra Gökçe’nin engellediğini düşünenler çanak tutarsa eyvah eyvah.

                Şirketlerin başındaki bürokratlarımız son derece şeffaf olmalı ve belli bir güruh tarafından üretilen çirkin iddialara mahal vermemeliler. Şunu özellikle söylerim ki (ben bunu Tunç Başkan’a defalarca her konuşmamda ilettim) sözde Tunç Başkan’a özde başkalarına bağlı olanlar bence ayağınızı denk alın. Tunç Başkan, kontrolü ele almıştır. Herkes işine odaklansın. Öyle hizmetler yapın ki, Tunç Başkan’ı İzmir’e mahcup ettirmeyin. Bence bu olay icebergin bir yüzüdür. Devamı gelir mi gelir. Yıllarca belediyelere çöreklenmiş, “On dönüm bostan, yan gel yat Osman” felsefesi bitmiştir. Haddim olmadan Tunç Başkan’ın adına şunu da söylemek gereğini duyuyorum, bazı bürokrat arkadaşlarımıza sesleniyorum; “Kol kırılır, yen içinde kalır.” Allah iki kulak vermiş çok dinle, bir ağız vermiş az konuş, belediye içindeki rahatsızlıkları medyaya servis etmek yerine kendi içinizde amirlerinizle ya da Tunç Başkan’la paylaşın. Üsttekiler bunu yapar da alttakiler boş durur mu? Üç maaş karşılığı iş vaat edenler, paran yoksa senet ver diyenler ya da çirkince ahlaksız teklifte bulunanlar, (çoğunun ismi bizde kayıtlı ve bize bu konuda serzenişte bulunan bayan kardeşlerimiz var) vallahi Tunç Başkan bunları duyarsa, bırak başkasına iş bulmayı, belediyenin önünden nefes alarak dahi geçemezsiniz.

HOŞÇAKALIN, SEVGİYLE KALIN.