Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılında geçerli olacak asgari ücretin belirleneceği toplantıların ilkini bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda, Bakan Vedat Işıkhan başkanlığında yaptı.
“ASGARİ ÜCRET, ÜCRET POLİTİKALARININ EN ALT SINIRINI TESPİT EDER”
Bakan Işıkhan, şunları söyledi:
“İşçi, işveren ve kamu temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu olarak 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere çalışmalarımıza bugün itibarıyla başlıyoruz. Toplantı ve komisyon görüşmeleri neticesinde tespit edilecek asgari ücretin çalışma hayatımızda yer alan tüm paydaşlarımıza ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Asgari ücret çalışma hayatında, çalışanlarımıza yönelik ücret politikalarının en alt sınırını tespit eden en önemli sosyal politika aracıdır. Asgari ücret düzeyi, esasında tüm gelirleri dolaylı olarak etkilemesi sebebiyle sadece asgari ücrete tabi olarak çalışanları değil aynı zamanda tüm sektörleri, tüm çalışanları ve tüm işverenleri ilgilendiren önemli bir konudur. Asgari ücretin belirlenmesi; çalışma barışının yanı sıra işsizlik ve kayıt dışı istihdam gibi işgücü piyasası dinamikleri açısından da ayrı bir öneme sahiptir.
Bu çerçevede, şartlar ne olursa olsun, 21 yıldır gerek kayıt dışı istihdamla gerekse işsizlikle yaptığımız mücadeleye devam edeceğimizi özellikle belirtmek isterim. Bugün açıklanan TÜİK verilerine göre 2023 yılı Ekim ayında, mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranımız son 11 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 8,5 olarak gerçekleşmiştir. Daha çok yatırım yaparak, daha çok üreterek, daha çok ihraç ederek istihdamımızı artırmaya devam edeceğiz.
İnsanımızın hayat standardını daha da fazla geliştirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Ekonomideki bu genel toparlanma ve yeniden büyüme sürecinin etkisi ile önümüzdeki yıl çok daha sevindirici bir istihdam artışı bekliyoruz. İnşallah bu yüzyılda, her alanda güçlü bir Türkiye’den söz edeceğiz.
Asgari ücret miktarının; diyalog ve istişare yoluyla, ekonomimizi büyütecek, çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek, istihdamı koruyacak ve artıracak en makul noktada belirlenmesi için çalışacağız. Bu süreçte temel hedefimiz bir hakem rolü üstlenerek; işçi ve işverenlerimizin mutabakatı ile asgari ücreti tespit etmektir.
Komisyon, değerlendirmelerini yaparken ücretler genel düzeyini, işçilerimizin geçim şartlarını da göz önüne almaktadır. Komisyon ayrıca, asgari ücreti belirlerken; ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal koşulları da dikkate alarak bu tespiti yapmaktadır. Bugüne kadar işçi, işveren ve kamu arasında oluşturduğumuz üçlü diyalog işçi, işveren ve kamu arasında oluşturduğumuz üçlü diyalog mekanizması etkin bir şekilde işlemiş ve işlemeye de devam edecektir.
Ülkemiz, özellikle son yıllarda bir yandan küresel krizler, salgınlar, doğal afetler gibi badireleri atlatmanın gayreti içindeyken; diğer yandan her bakımdan bağımsız ve güçlü bir Türkiye olmanın mücadelesini vererek 2053 hedeflerine doğru hızlı adımlarla ilerlemektedir. İçeride güçlü bir şekilde hayata geçirdiğimiz sosyal politikalarımızın sonuçlarını değerlendirirken, ulusal ve uluslararası şartların da mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Türkiye olarak, 85 milyon vatandaşımızın tamamını koruyacak tüm sosyal ve ekonomik tedbirleri aldık. Hamdolsun ki bu süreçten en az zararla çıkan ülkeler arasında yer aldık. Üreticimize ve çalışanımıza gereken her türlü desteği verdik.
11 ilimizi bir gecede yerle bir eden; asrın afeti dediğimiz hiçbir ülkenin üstesinden kolay kolay gelemeyeceği büyük bir yıkım yaşadık. Binlerce canımızı yitirdik, milyonlarca insanımız bu yıkımdan etkilendi. Çok zor dönemlerden geçtik. Birçok vatandaşımızın yaşadığı zorlukları biliyoruz ve hükümet olarak da bunların farkındayız. Çok değil, üzerinden sadece bir ay geçmesine rağmen derhal toparlanma sürecine girerek, yaralarımızı sarmaya, evlerimizi ve işyerlerimizi yeniden inşa etmeye başladık. Bizim ülkemiz, devletimiz, aziz milletimiz çok güçlüdür. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti hükümetleri olarak 21 yıldır bu gücün farkındalığıyla ülkemizi ve milletimiz için hep en iyi hedefi ile yolumuza devam ettik… Son yıllarda dünyanın yaşadığı küresel krizlere rağmen, asgari ücrette yaptığımız artışlar ve iyileştirmeler bunun en net kanıtıdır.
“İŞÇİMİZ KAZANIRSA TÜRKİYE KAZANIR, İŞVERENİMİZ KAZANIRSA TÜRKİYE KAZANIR ANLAYIŞI İLE ÇALIŞMALARIMIZI YÜRÜTECEĞİZ”
2002 yılında net 184 lira olan asgari ücret, 2023 yılında net 11 bin 402 liraya çıkarak; nominal olarak 61 kata, reel olarak ise yaklaşık 3 katına çıkardık. 2023 yılında başında belirlediğimiz asgari ücreti enflasyonist baskılar sebebiyle çalışanlarımızın satın alma güçlerini ve yaşam standardını korumak amacıyla yıl ortasında, temmuz ayında, ilave bir artışla ikinci kez artırdık. 2023 yılında asgari ücret ocak ayında yüzde 55, temmuz ayında yüzde 34 oranında artırılmıştı. Yıl sonu TÜFE artış beklentisinin yüzde 65 olduğun dikkate alındığında, 2023 yılında asgari ücrete, enflasyonun oldukça üzerinde bir artış gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede, bir yılda toplamda yüzde 107’lik bir zam oranı ile işçimizi, emekçimizi enflasyona ezdirmeme iradesini gösterdik. Böylece çalışanlarımızı enflasyonun tahribatına karşı koruduğumuz gibi refah artışından da pay vermiş olduk.
2024 yılı için belirlenecek asgari ücretin; çalışanlarımızı enflasyonun tahribatına karşı korumasına ve istihdam hedeflerimizi desteklemesine dikkat edeceğiz. Bugüne kadar nasıl hem çalışanlarımızın hem de işverenlerimizin yanında olduysak, bugün de aynı hassasiyetle hareket edeceğiz. İşçimiz kazanırsa Türkiye kazanır, işverenimiz kazanırsa Türkiye kazanır anlayışı ile çalışmalarımızı yürüteceğiz.”
TİSK GENEL BAŞKANI AKKOL: SADECE SONUCUN DEĞİL, İSTİŞARE SÜRECİNİN DE OLUMLU GEÇMESİNİ DİLİYORUM”
TİSK Genel Başkanı Özgür Burak Akkol ise şunları söyledi:
“Umut ediyoruz ki bu toplantıların sonucunda, tüm taraflar için fayda yaratacak bir süreci tamamlarız. Bu yıl devletimiz, işçi kesimimiz ve işverenler olarak asgari ücrette yıl sonunu beklemeden, ara dönem artış konusunda üçlü bir mutabakat sağlanmıştı. O dönemde bütün imkanlarımızı zorlayarak hem çalışma arkadaşlarımızı hem de işletmelerimizi gözeten bir rakam ile masadaydık. Hem devletin, hem işçi kesimi hem de işverenlerin ortak mutabakatıyla… İçinde bulunduğumuz bu süreçte de sürdürülebilir ve dengeli bir rakam için yine masada olacağız. Biz TİSK olarak her zaman savunduğumuz belirli öncelikler bulunuyor. Sürdürülebilir refah, çalışma arkadaşlarımızın enflasyon karşısında korunması, işletmelerimizi ve üreticilerimizi ayakta tutarak üretimin ve istihdamın devamlılığının sağlanması.
2022 yılı itibarıyla ücretler üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi konusunda tarihi öneme sahip bir değişikliğe imza atıldı. Tüm ücretlerde, asgari ücret tutarı; gelir ve damga vergisinden muaf tutuldu. Bu devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de ekonomimizde devam eden iyileşme sürecinin korunmasını, büyümenin sürdürülebilmesi için üretim ve istihdamı destekleyici bir dengenin tesis edilmesini son derece önemsiyoruz. Devletimiz tarafından istihdamın korunması ve artırılması bakımından verilecek desteklerin de bu dönem için oldukça kıymetli olduğunun farkındayız. Yapılacak çalışmaların tüm işyerlerini kapsayacak şekilde hayata geçirilmesinin kritik olduğunu düşünüyoruz. Hem çalışanlar hem işverenler hem de tabii ki ülkemizin olumlu; bol istişareli bir süreç olmasını temenni ediyorum. Sadece sonucun değil, istişare sürecinin de olumlu geçmesini diliyorum.”
“ÖNCELİKLE ÇALIŞANLARIN GEÇİM ŞARTLARI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALIDIR.”
TÜRK – İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar ise şunları söyledi:
“Konuştuğumuz asgari ücrettir. Çalışanların kendisine ve ailesine, insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlaması gereken ücrettir. Asgari ücretin tespitinde; öncelikle çalışanların geçim şartları göz önünde bulundurulmalıdır. Bu bir anayasal hükümdür. Asgari ücret bir pazarlık ücreti değildir. İşçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir.
Komisyonda bu yıl görev yapacak işçi kardeşlerimiz, yaşadıkları geçim sıkıntısını, zorlu hayat şartlarını sizinle paylaşacak. Karayolu işçisi, hastane işçisi, enerji işçisi, AVM işçisi, yaşadıklarını doğrudan sizlere, tüm ülkeye anlatacak. ‘Sosyal Devlet’ anlayışında iktisaden zayıf kesimlerin korunması amaçlanır. Asgari ücretin yeniden tespitini milyonlarca ücretli çalışan ve ailesi tarafından umutla takip edilmektedir.
“VERGİDE ADALET SAĞLAMAYA YÖNELİK ADIMLAR DEVAM ETMEDİ”
Burada belirleyici olan hükümetin yaklaşımıdır. İşçilerin geçim şartlarının iyileştirilmesi yolunda atılan olumlu adımlar sürdürülmelidir. Asgari ücretin vergi dışı bırakılması, işçi kesiminin yıllardır devam eden talebiydi. Bu geçtiğimiz yıl uygulamaya girdi. Böylece, tüm ücretli çalışanların vergisi asgari ücretlinin faydalandığı tutar kadar azaldı. Ancak vergide adalet sağlamaya yönelik adımlar devam etmedi.
Ücretlilerin vergiye esas gelir tarifesi ve oranları, çok düşük kaldı. Ücretli çalışanların büyük kısmı, daha yılın ilk aylarında daha yüksek orandan vergi ödemek durumundadırlar. Yıl başında ele geçen net ücret, aylar geçtikçe azalmaktadır.
Asgari ücret bir koruma ücretidir. Fiyat artışları, başta gıda ve kira olmak üzere, her alanda devam etmektedir. Alınan tedbirler henüz işçinin mutfağına, geçim şartlarına olumlu olarak yansımamıştır. İşçinin, memurun, emeklinin yaşadığı enflasyon ile açıklanan resmi enflasyon rakamları arasında büyük uyumsuzluk vardır. Asgari ücret, aylardır açlık sınırının altındadır. Halen günlük net asgari ücret 380 TL’dir. Bu ücretle işçi ve ailesi hangi zorunlu ihtiyacını karşılayabilecektir?
“UYGULANMASI GEREKEN GELİRLER POLİTİKASIDIR”
Ekonomide yaşanan olumsuzlukların nedeni ücretler ve işçiler değildir. Kaldı ki, toplam satış hasılatı içinde işgücü maliyeti de son yıllarda giderek gerilemektedir. Toplam nüfus içinde ücretli çalışanların sayısı yükselmesine rağmen, milli gelirden aldıkları pay giderek düşmektedir. Uygulanması gereken gelirler politikasıdır. Sosyal taraflar sadece ücret politikasını değil bir bütün olarak gelir politikasını gözden geçirmelidir. Ücretler üzerindeki işçi-işveren kesintilerinin neden yüksek olduğu hep birlikte değerlendirilmelidir.
Komisyonun yapacağı çalışmalar sonrası tespit edilecek asgari ücretin işçilerin ve toplumun beklentilerine uygun olmasını bekliyoruz. Ülkenin milli birlik ve beraberliği, üreterek kalkınması her şeyin üzerindedir. İşçiler olarak biz bunun gereğini her fırsatta yerine getirdik. Beklentimiz, işçiye karşı yükümlülüklerin yerine getirilmesidir. Refahı adil paylaşmanın gereği yapılmalıdır. İşçi kesimi olarak Komisyon çalışmalarına katkımız bu çerçeve içinde mümkün olacaktır. Yapılacak çalışmaların ülkeye ve taraflara yararlı olmasını ve olumlu sonuçlanmasını temenni ediyoruz.”
İKİNCİ TOPLANTI, 18 ARALIK’TA
Ramazan Ağar, toplantının ardından açıklama yaptı. Ağar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun, ikinci toplantısını yine bakanlıkta 18 Aralık'ta yapacağını belirtti. Ağar, şu açıklamayı yaptı:
“Bu Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısı. Bu, sadece işin başlangıcı oldu. Herhangi bir ücret konusu görüşülmedi. Pazartesi günü saat 13.30’ta tekrar bir araya gelinecek ve süreç devam edecektir.”
Ağar, soru üzerine; “İşçi arkadaşlarımız görüşlerini sundu. Arkadaşlarımız; asgari ücretle çalıştıklarını, geçinemediklerini, geçinebilecek bir ücret talep ettiklerini aktardılar. Bunun üzerine işverenler değerlendirme yapacaklar. Asgari ücretle çalışan 8 milyon çalışanın sesi oldular, burada” diye konuştu.