CHP GENEL MERKEZDE KAÇINILMAZ DEĞİŞİM

Değerli okuyucularım korona belasından 2 ay sonra ajansa görevimizin başına döndük. Siz değerli okuyucularımızla tekrar beraber olma fırsatını yakaladık. Bundan sonra düzenli olarak çalışmalarımız devam edecektir. Bugünkü köşe yazımda sosyal medya da yayınladığım fragmandaki gibi CHP genel merkezindeki olması beklenen değişikleri yorumlayacağım.

Kitlelerin umudu olması gereken benimde üyesi olmaktan onur duyduğum CHP yıllardır %25 bandına sıkışmış özellikle de havuz medyası tarafından sık sık kullanılan bir argüman olmuştur. Gerekçeleri her ne olursa olsun buna çözüm üretemeyen bu MYK hiçbir gerekçeye dayanmadan tasını tarağını toplayıp gitmelidir. İçinde bulunduğumuz ortam tamamen muhalefetin lehineyken iktidara karşı tepkiler alabildiğine yoğunlaşırken ekonomi çökmüşken bir maskeyi bile dağıtmakta zorlanan bir iktidar varken gençlere sokağa çıkma yasağı ilan edip, kreşler yasağını kaldıran bir iktidar mevcutken yani muhalefete gol pasveren uygulamalar varken halen %25’e sıkışıp kalınıyorsa burada bir sorun var. Hele hele Büyük Şehir Belediyelerimiz sosyal belediyecilik alanında ders verirken yani destan yazan çalışmalar yaparken halen buralarda kalıyorsak vallahi sorun var halk bu MYK’ya inanmıyor. Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu Millet ittifakındaki olağanüstü başarısından sonra en güçlü dönemini yaşıyor bence bu kadar güçlüyken kendi Genel başkanlığında sıkıntıya girmemek için bu MYK’yı şartsız değiştirmelidir. Yazımın sonunda MYK hakkında bilgi vereceğim. Geçmiş de bize EKMELET tini dayatan Genel Başkanımızı o gün ne kadar ağır bir şekilde eleştirdiysem bugün ise millet ittifakındaki olağanüstü başarısından dolayı kendisini yürekten kutlayıp avucum kızarıncaya kadar alkışlıyorum.

Çok çeşitli kesimler ile görüştük özellikle sosyologlardan CHP analizi istedik; yani biz bu yazıyı yazarken ön çalışmamızı ciddi bir şekilde yaptık.

 Anadolu’da maalesef seçimlere - 5 ile başlıyoruz. Genel Başkan çok dolu cümleler kurup çiftçi borçları silinsin, elektrik ucuzlatsın, tarıma sahip çıkılsın diye demeçleri verirken halk maalesef bunu yapamazlar diye inanmıyor. Çok ciddi bir güven bunalımı var. Anadolu’da Alevilik o kadar kötü işlendi ki halen öcü gibi gösteriliyor. Bazı kesimler tarafından yıllardır bu tez ahlaksızca su istimal edilerek kullanılıyor. Ben Alevi’ye oy vermem diyor hele hele okumuşun önde gideni şu yorumu yaptı.’’ CHP’nin genel merkezi Alevilerin kontrolünde ise Genel Başkanda Alevi ise bizden nasıl oy alırsınız? Diyen çok garip çok yakışıksız tam bir trol yorumu yaptı ama maalesef toplumdaki bu yanlış ve çirkin algı halen devam ediyor”. Bakın ben burada özellikle şunu belirtmek istiyorum. Ben Alevi kardeşlerim için onları destekleyen onların yanında olduğumu belirten yazılar yazdım. Hatta bir adım öne giderek bunlar,” Müslümanın demokratı eline, beline, diline halim ol diyen Hacı Bektaş Veli” bunların piri iken insan hak ve hukuklarına son derece saygılı bizim suniler gibi tuttuğu orucu lanse etmeyen verdiği yemeği sosyal medya da yayınlayanlardan değil. Yani yıllardır bu alevi kardeşlerimize gerçekten büyük haksızlık yapılmıştır. Keşke bende Alevi olsam diye zaman zaman düşünürüm. Yani buradaki tepki CHP’ ye oy veren Alevi kardeşlerimize değil Genel merkezde rantın esiri olmuş yıllardır değişmeyen alevi kökenli MYK üyelerine tepkidir. O zaman yapılacak iş Sayın Kılıçdaroğlu tekrar Genel Başkan olursa MYK’da bu görüntüyü değiştirmek zorundadır. Algı çok önemlidir. İç Anadolu’daki bu algıyı kırmak zorundayız. Birilerinin gitse de gitmese de gerçek bu.

Örgütte kesinlikle bir güven eksikliği vardır. Parti içi demokrasi maalesef rafa kalkmıştır. Biraz konuştun mu disiplin sopası hemen hazırdır. Bende bunlardan nasibimi almamak için parti üyesi değil, gazeteci sıfatımla yazıyorum. Ön seçimden korkan zaman zaman ağzından sakız gibi hiç düşürmeyen ama bunu yapmayan yetkililerimiz inşallah nasibini alır. Milletvekili seçimlerindeki kontenjanlar özellikle İzmir’de gına getirmiştir. Kontenjandan atadığınız kimlerdir? Beyler bu parti ne askerden gelen çelebileri ne Genel Başkan Yardımcısı olmuş şimdi de CHP’ye ağır saldırılarda bulunan Öztürk Yılmaz’ları bağrında taşıyamazdı. Buyurun paraşüt ile getirdiğiniz ve Genel Başkan yardımcı yaptığınız Öztürk Yılmaz size hediyemiz olsun. Özellikle İzmir’de öyle vekiller vardır ki birilerinin desteğiyle hak etmediği hal de vekil olmuşlardır. (Ön seçim olsaydı boyunun ölçüsünü alırdı) isim vermeyim; ama 2. Bölgede bir vekilimiz var ki kendi bölgesindeki Karşıyaka’da Cumhuriyet mahallesine gitsek sayın vekili orada yalnız bıraksak yolu bulup Konağa gelebilir mi? Yoksa kayıp mı olur acaba; ama sosyal medya da selfi çekmekte bir numara.

Parti içinde öyle rahatsızlıklar vardır ki Sayın Genel Başkanın olağanüstü başarı diye nitelendirdiğimiz Belediye Başkan adayı atamalarında Sayın Genel Başkanı yanıltıp ona yanlış bilgi veren (her zamanki gibi ) onların sayesinde bir Kırklareli faciası yaşadık. Aday göstermedikleri Başkanımız CHP’den istifa edip bağımsız aday oldu ve seçimi kazandı. Vallahi Genel Başkanı yanıltan her kim ise biraz gururu varsa orada bir dakika durmamalı bu sorunlar partide birikim yapmaya devam ediyor. Yine Nilüfer Belediye Başkanlığını alamadığı için Sayın Mustafa Bozbey’in (Bu adam CHP’de belediye nasıl yönetilir diye ders kitabı olarak okutulmalıdır. ) seçim kazanmasına mani olan 763 sandıkta hiçbir görevlisi olmayan CHP örgütünün sorumlusu Genel Başkan yardımcısı Orhan Sarıbal’a selam olsun. Neyse bu konuyu fazla kurdalamayalım.  Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan sağ olsun ulusa sesleniş konusun da konuşurken” Ce Ha Pe” diyerek adeta döverken onun karşısında hiç cevap vermeyip sus pus olmak inanın çok büyük tepki var. Sayın Cumhurbaşkanına küfür etmeden, hakaret etmeden gerekli cevabı veremiyorsanız o koltuk da size haram. Yine benim ve bütün CHP’lerin çok başarılı bulduğu ve takdir ettiği Grup başkan vekilimiz Özgür Özel mahallesinden delege çıkaramıyorsa bu tepki Sayın Özgür Özel’e değil MYK’ yadır. ( Sayın Özgür Özel her ne kadar bu konuda farklı bir açıklama yapsa da işin özü budur.) Yine parti üyelerimiz için de şehir efsanesi haline gelen haklı haksız herkes tarafından dillendirilen sorunlar çok ama çok büyük bir sıkıntı yaratmaktadır. Mesela her il de petrol istasyonu olan bir MYK üyemiz var mıdır? Yerden yere vurduğumuz sarayın kapılarını yaptığı iddia edilen MYK üyesi Tekin Bingöl mü acaba? Yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Seyit Torunun karun gibi zengin olduğu doğru mudur? Zengin olsun beni de ilgilendirmez de partilerimiz neden dedikodu yapıyorlar anlayamadım. Yine aklıma şu geldi. Geçmiş de biz geceleri birbirimizle karşılaştığımızda” iyi geceler ya da gecen iyi olsun derdik ama ne garip ki gecenin 3’ ün de günaydın diyen arkadaşlarımız da vardı”. Bunları unutmadık. Malatya Milletvekili iken İzmir’deki meclis üyelerini dizayn eden Veli Ağbaba’yı da unutmadık. Nerdeyse Bornova Belediye Başkan adayımız Mustafa İduğ’u istifa ettirecekti. Siz bunları yapın örgüt de bunları unutsun değil mi beyler. Bu sorunlar kartopu gibi büyüyerek çığ haline geliyor. Bir de şu danışman olarak geçinenler var ya çekin artık elinizi belediyelerden, her ilin Belediye başkanı danışmanını kendi ilinden bulur.

Şimdide bazı isimlerden bahsedelim özellikle Sayın Sezgin Tanrıkulu için büyük eleştiriler gelir mademki bu kadar önemli ve güçlü bir insan tarihimizde Elâzığ’dan Milletvekili çıkaramaz iken özellikle kendisi buradan aday olan aslanlar gibi çalışıp vekil olan Gürsel Erol’u kendisine örnek alıp Diyarbakır’dan aday olsun da rüştünü ispat etsin de görelim. Yok, öyle canı sıkılan İzmir’e İstanbul’a kaçsın. Örgüt bu konu da inanın çok duyarlı.

Yaşadığım il İzmir’e gelirsek yukarıda bazı vekillerden bahsettim; ama bu yeterli değil Büyük Şehir Belediye Başkanlığı için yanıp tutuşan Tuncay Özkan’a değinmemek olmaz. Sayın Aziz Kocaoğlu zamanında İzmir karpuz gibi ortan ikiye bölünmüştü. Azizciler ve Tuncaycılar diye. Aziz bey gitti gaz sıkışması bir ölçüde bitti; ama bir Tuncay Özkan gerçeği var ki Demokles’in kılıcı gibi İzmir’in üzerinde sallanıyor. İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı olmak hevesi kendine göre hakkı olabilir ama aldığım duyumlar görüştüğüm önemli makamdaki insanlar bazı vekillerimiz ( yeri geldiğinde bunların ismini tek tek yazacağım ) yeni MYK oluşurken Sayın Tuncay Özkan ve ekibine sanki bir operasyon yapılacak gibi yani Tuncay Özkan’ın İzmir üzerindeki ağırlığı kaldırılacak. Bu cümleme belki çok kızacak partilerimiz olabilir; ama ben biraz abdal adamım inancımda var. Allah beni hiç yanıltmıyor. Kimler MYK’ya girmek istiyorsa onlar düşünsün. Sözün kısası Tuncay Özkan ve ekibine çok ciddi bir çalışma var.

Eveeetttt Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan her konuşmasında bir şeylere bağlayarak sürekli olarak “Ce Ha Pe” diye ağır ithamlarda bulunurken kendisine yasal çerçevede küfür ve hakaret etmeden gereken cevabı veremeyen ve sus pus olanların imdadına geçmişte Cumhurbaşkanı adayımız olan Muharrem İnce bir TV programında yayını kesip Sayın Cumhurbaşkanı görüntülerini veren kuruma gösterdiği olağanüstü tepkiyle bu konuda eziklik hisseden bütün CHP’lerin taktirini kazanmıştır. Sosyal medya da fenomen haline gelen Sayın Muharrem İnce CHP’lilere sanki şu mesajı veriyordu. “Umut benim ben varım” der gibiydi.

Sayın Muharrem İnce kurultayda ne başarı gösterir ne olur onu bilme şansım yok. Ben kimsenin tarafında da değilim; ama gördüğüm yeniden bir Muharrem İnce rüzgârı eserken arkasından da bir Karadeniz delikanlısı Haluk Pekşen’i hafızalarınıza yazın bir gün lazım olur. İnce ince Muharremin arkasından bir Haluk Pekşen’i ben yazayım da siz de bana gülün siyaset bu, bakarsınız kol kola. Bir dahaki yazımda daha detaylı yazacağım isimleri açıklamaya çalışacağım kesinlikle hiçbir taraf değilim açıklaması olan cevap vermek isteyen parti yetkilerimize sütunlar açıktır.

HOŞÇA KALIN… SEVGİYLE KALIN…