Enflasyon böylesine artarken, “Temmuz ayı için maaşlarda hesaplanacak fiyat artışları, yüksek enflasyon sebebiyle memur ve emekliyi bir nebze rahatlattı.” Bunları duymayı özledik. Düşük enflasyon, düşük hesaplanacak memur maaş zamları anlamına gelecekti. Enflasyonun yüksek çıkması sayesinde maaşlarımız da aynı ölçüde artmış olacak.
Birkaç gündür ekonomi gündemine ait haberlerdeki gelişmeleri bir de tersten değerlendirince böyle bir ifade ortaya çıkıyor. Keşke enflasyon olmasaydı da, yüksek çıkmasaydı da maaşlarımızdaki beklentiler de yüksek olmasa idi…
Enflasyon ekonomideki normali kaybettiriyor. Maliyetler ölçülebilir değil; fiyatlamalar rasyonel değil. Belirsizlik, dilin kemiği yok söylemine dönüşüyor.
Fiyatların belirsizleşmesi, sürekli yükselen bir durumdan şikayet ederken yangına bir odun daha atmak gibi.
Maliyetlerin doğru belirlenmesi için, girdi maliyetleri ve fiyatlamanın gerçekçi olması lazım. Ancak bu yapılmadığı takdirde “el yordamı, göz kararı” yapılan işlemlerden sonuç beklenmeye çalışılacaktır. Bunun gerçekçi olmadığı açıktır. Fiyatlar yukarı yönlüdür.
Girdi maliyetleri, başta enerji olmak üzere, üretici yönlü sabitlenmesi şarttır. Taahhüt edilen değerin üstündeki rakam devlet tarafından karşılanmalıdır. ÜFE’nin kontrolsüz ve bu çok yüksek rakamı da sürdürülebilir değildir. Üreticinin halinden anlamamak, üretimin durması sonucunu doğurur. Üretici Enflasyonu tüketimin de pahalılanması hatta fiyatlarının düşmemesi anlamına gelecektir.
Ekonomi yönetiminin enflasyon için, “tahminlerimizin üstünde yüksek çıktı.” İfadesi dahi bir öngörülemezlik ifadesidir. Çarşı pazara yansıması bekleyen bahçe tarla fiyatları yansımamıştır. Fiyatlar yapışkan bir şekilde hala yüksektir.
Merkez Bankasının tahmin öngörüsü, gerçekleşen enflasyon rakamlarının yarısı kadardır.
Enflasyon öngörüsü, ekonomideki belirlilik adına gerçekçi olmalıdır. Siyaseten yapılan tahminler ekonomide “havale etkisi” oluşturmaktadır. Nasıl ki yüksek ateş hiçbir bünye için istenmiyorsa… Ani fiyat şokları da ekonominin kılcallarına ve yönetimine büyük hasarlar vermektedir. Beklentilerin çok gerisinde kalan tahminler politika araçlarını da etkisiz kılmaktadır.
Enflasyon tahmini gerçekçi olsun: %40 öngörüp, %80 çıkmasın… BU hem güven kırıcı bir durumdur hem fiyatlamanın ve maliyetlemenin önündeki en büyük engeldir.
Yine de bu kadar artışı kimse beklemiyordu. Gıda enflasyonu dahi %2 ile yüksek bir orandır. Gıda konusu, öncelikli ilgi alanı olmayı hak etmektedir.