Kılıçdaroğlu Erbakan'ın vefatının 10. yıl dönümü törenine katıldı.
Bu durum; en kolay görünebilir ve basit bakış açısıyla değerlendirildiğinde,
" Vay Efendim Senin Orada Ne İşin Var" eleştiri ve serzenişleri şaşırtıcı olmayanyani beklenilen değerlendirmeler oluyor.
Hâlbuki bardağa sadece boş tarafından bakmak değil, dolu tarafından da görmek gerekir... derin ve stratejik düşünebilmek de...
Dünya'nın, Yeni Dünya dönüşümüne geçiş sürecine tanıklık ettiğimiz, yeni ekonomik modeller, dijital, bileşim, ticaret, ekonomi, bilim, teknoloji, yeni iş alanları ve çalışma modelleri, uzaktan eğitimi...
Ülke olarak gerek yakalayabilmek,gerekse bunlardan bağımsız olarak, ideolojik duruşumuzdan taviz vermeden yeni bir siyasi dil geliştirebilmek de gereklidir. Bir nevi; sen, ben, bizim oğlan toplantılarına hatta sanal ortama kadar yerleşmiş anlayışı da alternatiftir. Sosyal yaşamın içinde de siyasette de toplum çıkarları ve memleket için yapılan fedakarlık ve ipi göğüsleyebilmek önemlidir.
Muhakkak ki, Kılıçdaroğlu bu tür eleştirilerin yapılacağını tahmin etmemiş değildir.
Ancak, Millet İttifakının o kadar merkezinde ve o kadar olmazsa olmaz kişisidir ki; hiç bir şeyi, saldırı ve eleştiriyi bu tarihi sorumluluğunun önüne geçirmemektedir. Hatırlatayım; Cumhuriyet tarihinde bu kadar fazla fiziki ve sözlü saldırıya, hakarete uğrayan tek Genel Başkan olarak bile geri adım atmamıştır. Aslında ben bugün fazla yorum yapmaya gerek duymadan Sayın Genel Başkan’ın konuşmasının ana başlıklarını paylaşmak koşuluyla duygu ve düşüncelerime tercüman olmak açısından yeterli olacağı kanısındayım.
Kılıçdaroğlu her cümlesi ile tarihi bir konuşma yapmıştır. Böyle bir anmada,...ki sadece Erbakan'ın anması olarak bakmamak, değerlendirmemek gerekir.
HDP Eş Başkanı da dahil 9 parti genel başkanı ve temsilcisinin, Memur Sendikaları Konfederasyonu Başkanı ve büyük elçilerinin katıldığı bu anmada, yaptığı konuşma ve verdiği mesajlar ile ev sahibi Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile birlikte konuşulan En önemli isim #KemalKılıçdaroğlu olmuştur. Özellikle, Milli görüş gömleğini uzun yıllar önce çıkarmış olan Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde siyasi bir manevra ile 94 ruhuna geri döneceğiz açıklamasına darbe niteliğinde olmuştur ve Millet Millet İttifakı’nın şekillenmesinde hem ev sahibi olan Saadet partisi açısından hem de İttifakın merkezindeki CHP açısından tarihi sorumluluğun gereği, üzerine düşen görevi yerine getirmiş ve daha da önemlisi #getirileceği mesajı verilmiştir. Kılıçdaroğlu konuşması CHP'liler den ziyade başta Saadet Parti’li vatandaşlar ve Ak Parti karşıtı bütün vatandaşlar için hatırlatıcı, yönlendirici özellikleri ile önemlidir.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından önemli kısımları kısaca yazmak gerekirse;
-Erbakan'ın Cumhuriyet çocuğu olduğunu vurguladı. Cumhuriyet'in her görüşten kişiye nasıl sahip çıktığını ve gerektiğini hatırlattı.
-‘Destekçilerinin de ve karşıtlarının da Erbakan hocası’ olarak yaşamını sürdürdü, dedi.
Farklı ideolojik görüşlere rağmen, barışçıl dil kullanan kişilerin toplumda saygın çerçevede kabul gördüğünü hatırlattı.
_Yaşanabilir bir Türkiye'nin tanımını, milli görüşün yoğun olduğu bir salonda Nazım Hikmet'in şiirinden atıf yaparak yaptı.
"Yaşamak;bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşayacağız".
Kimseyi kendimize benzetmeye çalışmayacağız. Farklı olacağız ancak birlikte olacağız, tıpkı bir orkestranın aynı ezgide birleşen enstrümanları gibi...
O ezgi, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletine bağlılıktır.
O ezgi, kuvvetler ayrılığının gerekliliğine inanmaktır.
O ezgi, düşünce ve ifade özgürlüğünü, din ve vicdan insan haklarını kayıtsız şartsız savunmaktır.
O ezgi, yatağa tek bir çocuğun dahi aç gitmeyeceği bir Türkiye için çalışmaktır.
O ezgi, ülkemizin yer altı ve yer üstü zenginliklerini peşkeş çekmemektir.
O ezgi, herkes için her alanda haktır, hukuktur, adalettir.
O ezgi herkes için aştır, iştir...
“Ben Türkiye'nin ihtiyacı olan ezgiyi bugün bu salonda bir kez daha seslendirmeye başladığıma İnanıyorum. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'in tarihi aynı zamanda farklılıkların bir araya gelerek pek çok sorunu çözebilir olmamızın tarihidir.” dedi.
“Kuruluş Savaşı’ndan çıkıp çok kısa sürede dünyanın saygın devletleri arasına girmemiz birlikteliğimizin sonuçlarıdır.” dedi.
“1.Ecevit Hükümetinin, yani Cumhuriyet Halk Partisi ve Milli Selamet Partisi koalisyonunun 11 aylık kısa ömrüne rağmen Kıbrıs Barış Harekatı ve bugün Mavi Vatan'dan bahsedebilmemizin sebebi Ecevit ve Erbakan'dır.
Ayrıca farklı siyasi geleneklere sahip iki siyasi partinin hangi ilkeler çerçevesinde bir araya geleceğini göstermiştir.
Bugün dostlarımız arasında sayamadıklarımız da düşmanımız değildir.” dedi.