Kılıçdaroğlu, “Bir şeyi daha sevgili Osmaniyeliler bilsinler. Ben, Beşli Çetelerin adamı değilim. Ben, uyuşturucu baronlarının adamı değilim. Ben, havadan para kazananların adamı değilim. Memlekette uyuşturucu baronlarına hangi imkanların sağlandığını biliyoruz. Onların kimlerle fotoğraf çektirdiklerini biliyorum. İmkan verin, tek tek hepsinin burnundan fitil fitil getireyim” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “Arzu ediyorlarsa, güçleri varsa, yürekleri varsa, Kılıçdaroğlu tek başına, kim istiyorsa televizyonda karşıma çıkar. Yürekleri varsa çıksın. Meydan okumak mı, meydanı Osmaniye’den okuyorum. Ben, televizyonda prompter kullanmayacağım. İstiyorsa prompter kullansın, istiyorsa 50 tane danışman alsın, istiyorsa bütün bakanlarını alsın. Söz veriyorum, Osmaniye’den söz veriyorum; tek başıma geleceğim” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Osmaniye’de esnafı ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, ziyaretlerinin ardından yurttaşlara seslendi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“ESNAF KEFALET YA DA TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNE OLAN BORÇLARININ FAİZLERİNİ SİLECEĞİZ”

“Ülkenin büyük sorunları var ve çözülmesi lazım. Esnaf kardeşlerim var, esnaf kardeşlerimin de dikkatle dinlemesini isterim. Esnafın kazanması lazım. Esnafın ve çiftçinin bankalara olan borcunu, esnaf kefalet ya da tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının faizlerini sileceğiz. Arkadaşlarımın bilmesini isterim. Öyle ‘faizi indirdik’ falan değil, resmen faizi sileceğiz. ‘Sıfır faiz, ana parayı öde’ diyeceğiz. Herkesin bunu bilmesini isterim. İki; memleketin durumu iyi değil, büyük sıkıntılar var. İşsizler var, derin bir yoksulluk yaşayan aileler var, çocuğunun karnını doyuramayan anneler var, üniversiteyi bitiren ama iş bulamayan, yıllardır iş arayan gençlerimiz var. ÖSS sınavına girip başarılı olduğu halde, Türkiye’de dereceye girdiği halde sözlüde torpille elenenler var. Türkiye İstatistik Kurumu doğru bilgileri vermiyor; doğru bilgileri vermediği için, yani enflasyonu doğru göstermediği için emeklinin maaşı, işçinin maaşı, memurun maaşı düşük ödeniyor. Bütün bunların tamamının değişmesi lazım. Türkiye’ye huzurun ve bereketin gelmesi lazım. Bunun sözünü veriyoruz size.

“BEN, BEŞLİ ÇETELERİN, UYUŞTURUCU BARONLARININ, HAVADAN PARA KAZANANLARIN ADAMI DEĞİLİM”

Herkesin kimliği benim başımın üstüne. Herkesin inancı benim başımın üstüne, herkesin yaşamı benim başımın üstüne. Toplumu kutuplaştırmadan, toplumu kavga eder hale getirmeden, tam tersine kendi içinde barışık, kendi içinde çalışan, kendi içinde üreten, Türkiye’nin kalkınmasına katkıda bulunan herkesin ama herkesin yanında olacağım, herkesi destekleyeceğim. Bir şeyi daha sevgili Osmaniyeliler bilsinler. Ben, Beşli Çetelerin adamı değilim. Ben, uyuşturucu baronlarının adamı değilim. Ben, havada para kazananların adamı değilim. Memlekette uyuşturucu baronlarına hangi imkanların sağlandığını biliyoruz. Onların kimlerle fotoğraf çektirdiklerini biliyorum. Gencecik çocuklarımızı, evlatlarımızı zehirlediklerini biliyorum ama imkan verin, tek tek hepsinin burnundan fitil fitil getireyim.

“TANK PALET FABRİKASI’NI KATAR’A SATTILAR. O TANK PALET FABRİKASI’NI KATARLILARDAN ALACAĞIM, ŞANLI ORDUMUZA TEKRARDAN TESLİM EDECEĞİM”

Beşli Çetelerde havadan para kazanma dönemini bitireceğim. Kim alnının teri ile kazanıyorsa, emek harcıyorsa o kazanacak. Çiftçi kazanacak, esnaf kazanacak, sanayici kazanacak, işçi kazanacak. Emekli; normal, doğru aylığını alacak. Ayrıca bu memlekette kutuplaşma olmayacak, kavga olmayacak. Herkes ama herkes huzur içinde, barış içinde yaşayacak. Öyle bir hale getirdiler ki memleketi, neredeyse sokakta yan yana geçen iki vatandaş birbirine selam veremez hale geldi. Bundan başlayarak, bu mesajı bütün Türkiye’ye, bütün tanıdıklarınıza götürün… Osmaniye’nin milliyetçiliğini biliyorum, milliyetçi güçlü bir damarı olduğunu da biliyorum ama Osmaniyeliler bilsinler, gerçek milliyetçi arıyorsanız, Tank Palet Fabrikasını Katarlılardan alandır. Söylüyorum; Tank Palet Fabrikası’nı Katar’a sattılar. O Tank Palet Fabrikası’nı Katarlılardan alacağım, şanlı ordumuza tekrardan teslim edeceğim. Talimat verdiler, kendi toprağımızdan bayrağımızı indirdiler, Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırdılar. Söz veriyorum; bir hafta içinde o bayrak toprağa inecek, bizim toprağımıza gelecek, Süleyman Şah Türbesi de aynı yerine gelecek. Hiç endişe etmeyin. Gerçek milliyetçiler, vatanına ve bayrağına sahip çıkan milliyetçilerdir. Gerçek milletçiler, vatanı için kanını, canını feda eden milliyetçilerdir. Gerçek milliyetçiler, Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırmazlar, orada direnirler, gerekirse şehit olurlar.

“HİÇBİR YABANCI ASKERİN POSTALININ BU TOPRAKLARA DEĞMESİNİ İSTEMİYORUZ”

Sevgili Osmaniyeliler, size gelip şunu söyleyebilirler; ‘Efendim CHP var ya CHP, Suriye tezkeresine hayır dedi’. Evet, ben de ‘hayır’ dedim. Niye ‘hayır’ dedim. Hangi gerekçe ile ‘hayır’ dedim. Şimdi ben, buradaki bütün kalabalığa sesleniyorum; yabancı bir askerin, yabancı bir devletin askerinin bu topraklara gelmesini ve burada gezmesini isteyen varsa elini kaldırsın. Siz ‘hayır’ diyorsunuz, ben de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ‘hayır’ dedim. Hiçbir yabancı askerin postalının bu topraklara değmesini istemiyoruz. Size gelip de CHP’yi kötüleyenlere söyleyin; o Suriye tezkeresindeki yabancı askerler, hangi askerler? Hangi devletin askerini siz buraya çağıracaktınız, terörle mücadele edecek diye? Terörle mücadele edilecekse bu ülkenin polisi var, bu ülkenin askeri var. 30-35 yıldır mücadele ediyor ve şehit oluyor. Sen, hangi yabancı askeri getireceksin? Unutmayın, CHP’nin altı okundan bir tanesi milliyetçiliktir. Biz, vatan ve bayrak için eğer can vermek gerekirse canımızı gözümüzü kırpmadan veririz. Ayrıca biz, egemen güçlerden talimat almayız. 3-5 kuruş için İstanbul’daki konsoloslukta öldürülen Kaşıkçı’nın mahkeme dosyasını, Suudi Arabistan’dan para gelecek diye bu memleketin itibarını iki paralık etmeyiz. Bunlar kim, milliyetçilik kim? Onlar kim, vatanseverlik kim?

“ARZU EDİYORLARSA, GÜÇLERİ VARSA, YÜREKLERİ VARSA, KILIÇDAROĞLU TEK BAŞINA, KİM İSTİYORSA TELEVİZYONDA KARŞIMA ÇIKAR. YÜREKLERİ VARSA ÇIKSIN”

Arzu ediyorlarsa, güçleri varsa, yürekleri varsa, Kılıçdaroğlu tek başına, kim istiyorsa televizyonda karşıma çıkar. Yürekleri varsa çıksın. Meydan okumak mı, meydanı Osmaniye’den okuyorum. Ben, televizyonda prompter kullanmayacağım. İstiyorsa prompter kullansın, istiyorsa 50 tane danışman alsın, istiyorsa bütün bakanlarını alsın. Söz veriyorum, Osmaniye’den söz veriyorum; tek başıma geleceğim. Gelebilir mi? Gelemez. Biliyorum, gelemez. Temiz adam benim karşıma gelir, yürekli adam benim karşıma gelir. Yürekli olacaksın, cesur olacaksın ve verilmeyecek hesabın olmayacak. O nedenle Osmaniyeli kardeşlerim, burada oyumuzun düşük olduğunu biliyorum ama kabahat Osmaniyeliler de değil, kabahat bizde. Onu da biliyorum. Gelmedik, oturmadık, konuşmadık, çayınızı içmedik, yeteri kadar sizi ziyaret etmedik. Dertlerinizi yeteri kadar dillendirmedik ve oyumuz düştü. İnşallah bundan sonra daha fazla geleceğiz, daha fazla kucaklayacağız, daha fazla sorunlarınızı dillendireceğiz. Ne varsa yapacağız. Endişe etmeyin. Sizden tek istediğim şu; ülkede ilkeli bir siyaset, temiz bir siyaset, ahlaklı bir siyaset istiyorsanız oyunuzu bize verin. Oyunuzu bize verin, Türkiye aydınlansın. Oyunuzu verin, Türkiye’yi bölgesinin en güçlü ülkesi yapalım. Bunları yapacağız, hiç endişe etmeyin.

“SİZİN HAYALLERİNİZ BENİM HEDEFİM OLACAKTIR”

Gençlere de bir şey söyleyeyim: Sevgili gençler, sizin hayalleriniz, benim hedefim olacaktır. O hayalleri tamamını gerçekleştireceğim. Geleceğinizi, umudunuzu yurt dışında değil, bu topraklarda size vereceğim.”

KILIÇDAROĞLU: BİZ ONLAR GİBİ DEĞİLİZ, BİZİ ONLARLA SAKIN KIYASLAMAYIN. BİZ, DÜZGÜN İNSANLARIZ VE BU ÜLKEYE DOĞRU DÜRÜST HİZMET VERMEK İSTİYORUZ

Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Osmaniye’de Yarbaşı Belediyesi’ni ziyaret etti. Belediyenin önünde yurttaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“ELBETTE Kİ YARBAŞI BELEDİYESİ’NİN ZORLUKLARI OLABİLİR AMA BU ZORLUKLARI BERABER AŞACAĞIZ”

“Belediye Başkanı’mızı dinledik, oldukça samimi, içten güzel bir konuşma yaptı. Bulunduğu beldeye hizmet etmek istiyor. Engellerle karşılaştığını da ifade etti. Ama biz, CHP olarak güçlü bir aileyiz. Aile olmanın gereği de herhangi bir arkadaşımız zor duruma düştüğünde ona destek vermek, yardım etmektir. Elbette ki Yarbaşı Belediyesi’nin zorlukları olabilir ama bu zorlukları beraber aşacağız. Büyükşehir belediye başkanlarımız, diğer belediye başkanlarımız, dayanışma kültürü içinde birbirlerine yardım ediyorlar. Bu yardım sonuçta halka yansıyor. Sizler rahat ettiğiniz sürece belediye başkanlarımız da mutlu olurlar.

“TÜRKİYE’NİN BÜTÜN SORUNLARINI ÇÖZMEYE TALİBİZ VE BÜTÜN SORUNLARINI ÇÖZECEĞİZ, BUNDAN EMİN OLMANIZI İSTERİM”

Şunu açık yüreklilikle ifade edeyim, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum pek iyi değil. Her yerde sorun var. Bu sorunların çözülmesi lazım. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok. Bütün sorunları çözülebilir. Akılla, mantıkla, bilgiyle, birikimle çözülür. İnsana değer vererek çözülür. Kadın-erkek eşitliğini, kadının gücünü kabul ederek bütün bu sorunları çözmek mümkün. Bunu çözmek için bizi iktidara taşımanız lazım, kararı verecek olan sizlersiniz. Biz, 6 partinin başkanları bir araya geldik, Millet İttifakı’nı oluşturduk. Seçim tarihi belli olduktan sonra da cumhurbaşkanı adayımızı belirleyeceğiz ve sizlere hizmet etmek için elimizden gelen bütün çabayı göstereceğiz.

Uzman çavuşlarla ilgili sorun var. Bununla ilgili bir arkadaşım, ‘Mutlaka buna değinin’ dedi. Uzman çavuşların, ücretli öğretmenlerin, sözleşmeli öğretmenlerin, taşeron işçilerin, EYT’lilerin, kırsalda çalışan kadınların, gençlerin sorunları var. Aslında bir sorunlar yumağı ile karşı karşıyayız. Bütün sorunları çözeceğiz. KHK’lıların sorunları var, onu da gayet iyi biliyorum, onları da çözeceğiz. Bu ülkede hiç kimsenin mağdur olmayacağı, herkesin bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında özgürce ve rahat gezebileceği, kamplaşmanın olmadığı; kardeşliğin, barışın, huzurun olduğu bir ülke yaratacağız. Bu ülkeyi yeniden inşa edeceğiz ve ayağa kaldıracağız. Hiç endişe etmeyin. İktidara taşıyacak olanlar sizlersiniz ve bizler, iktidara geldiğimizde Türkiye’nin bütün sorunlarını çözmeye talibiz ve bütün sorunlarını çözeceğiz, bundan emin olmanızı isterim.

“KIRSALDA ÇALIŞTIĞINIZ SÜRECE SİZİN SOSYAL GÜVENLİK PRİMLERİNİZİN TAMAMINI DEVLET OLARAK BİZ ÖDEYECEĞİZ”

Kırsalda çalışan kadın kardeşlerim biraz fazla, onlara şunu söylemek isterim; kırsalda çalıştığınız sürece sizin sosyal güvenlik primlerinizin tamamını devlet olarak biz ödeyeceğiz ve sizlere emeklilik hakkını ikram edeceğiz. Aile Destekleri Sigortası getireceğiz. Hiçbir annenin evladını yatağa aç yatırmasını tamamen bitireceğiz, tarihe havale edeceğiz. Sizler oturacaksınız, çalışacaksınız, üreteceksiniz. Geliriniz olamadığı zaman veya geliriniz yetersiz olduğu zaman Aile Destekleri Sigortası’ndan kadınların banka hesabına para yatırılacak, siz bu banka hesabına yatırılan parayı her yıl düzenli olarak çekeceksiniz.

“ADALET, HEPİMİZİN ARADIĞI VE BUNUN İÇİN MÜCADELE ETTİĞİ TEMEL BİR KAVRAMDIR”

Bir anne, haksız yere 12,5 yıl yargılanan eşinin davasını izlememi ve adaleti istiyor. Bir şeyden emin olmanızı isterim; adaleti en çok isteyen benim. Dünya, kainat adalet üzerine inşa edilmiştir. Eğer bir ülkede adaletsizlik varsa orada insan hakları olmaz, orada büyük haksızlık olur. O büyük haksızlıkları ortadan kaldırmak için ben, yine o kardeşime de onun yanındaki kardeşlerime de söz verdim ve söz vermeye devam edeceğim. Onların hakkını, hukukunu sonuna kadar arayacağım. Onlar için adalet neyi gerektiriyorsa tamamını yapacağım. Bu sözümü burada, Yarbaşı’nda veriyorum. Diyeceksiniz ki ‘Bu sözü sadece Yarbaşı’nda mı verdin’. Hayır efendim. Bu kardeşiniz, 450 kilometre, adalet için yürüdü. Adaletin olmadığı bir dünyada hak ihlalleri olur, insanlar rahat etmezler. O yüzden adalet, inancın da devletin de temelidir. Tüm peygamberler, adaleti sağlamak için, güzel ahlakı temsil etmek için görevlendirilmişlerdir. O nedenle adalet, hepimizin aradığı ve bunun için mücadele ettiği temel bir kavramdır. Biz, adaleti mutlaka kendi ülkemizde sağlayacağız.

Belediye Başkan’ımız çok güzel şeyler yaptı, kendisine yürekten teşekkür ederim. Sağ olsun Başkan’ımız. Başkan’ımızın bir başka güzel özelliği de yaptığı her işi büyük bir inançla yapmış olması, sizler için yapmış olması. Bu da bizim için son derece değerli bir şey. Dayanışma kültürünü göstermesi açısından da Belediye Başkanı’mızın yaptığı çaba, diğer belediye başkanlarıyla son derece güzel ve yerindedir. Ona, bundan sonraki başkanlık döneminde de başarılar diliyorum. Böylece onun bundan sonraki belediye başkanlığını da ilan etmiş oluyorum.

“EĞER GÜCÜNÜZÜ KULLANIRSANIZ SİZİN GÜCÜNÜZÜN ÖNÜNDE DE KİMSENİN DURMAYACAĞINI DA BİLİYORUM”

Önümüzdeki seçimlere çok daha iyi çalışacağız, yerel yönetimlerde de genel seçimlerde de çok iyi hazırlanacağız. 6 siyasi parti bir aradayız, Millet İttifakı’nı oluşturduk. İnşallah Türkiye’nin bütün sorunlarını çözeceğiz, bundan emin olmanızı isterim. Her birinizin evinde huzur olması, her sofrada bereket olması, çocukların annelerini sevgiyle kucaklaması, annelerin çocuklarını sevgiyle, saygıyla, güzellikle sevmesi hepimizin ortak arzusudur. Sevgili anneler, bundan da emin olmanızı isterim. Sizin de hakkınızı, hukukunuzu sonuna kadar arayacağım. Kadın-erkek eşitliğini mutlaka sağlayacağım. Eğer gücünüzü kullanırsanız sizin gücünüzün önünde de kimsenin durmayacağını da biliyorum. Kendi evimden de biliyorum, çünkü en son hanımın dediği oluyor.

“BİZ, DÜZGÜN İNSANLARIZ VE BU ÜLKEYE DOĞRU DÜRÜST HİZMET VERMEK İSTİYORUZ”

İnşallah bir gün zeytin ağaçlarını da görmeye gelirim, o zeytin ağaçlarını asla unutmayacağım. Her bir ağaç zeytin verecek, zeytinyağı olacak ama her bir ağaç, özellikle bir kız çocuğunun okuması için de gelir kaynağı olacak. Bu, bizim için de insan hakları için de son derece önemli ve değerli bir adım.

Türkiye’nin bütün sorunlarını çözeceğiz, dünya kadar sorunları var. Gelirimiz düşüyor, derin yoksulluk var. Düşündüğünüzden çok daha büyük yoksul aileler var. Kırsalda çalışanlar bir imece ile bir dayanışma ile bir şekilde geçimini sağlıyorlar ama büyük kentlerde evine ekmek alamayan insanlar var. Bütün bu sorunları çözmeye talibiz. Aslında biz, Türkiye’nin sorunlarına talibiz. Onların yaptığı gibi, siyasetçi cebini düşünmeyecek. Siyasetçi, vatandaşın cebini düşünecek. Vatandaşın cebinde para olacak, evinde huzur olacak; biz bunu yapacağız. Biz, onlar gibi değiliz, bizi onlarla sakın kıyaslamayın. Bizim yaşamımız belli; yerimiz, giderimiz belli. Biz, düzgün insanlarız ve bu ülkeye doğru dürüst hizmet vermek istiyoruz. Sizler bize destek verdiğiniz sürece en ufak bir endişe duymayın, her sorunu çözeceğiz. KHK’lılar da dahil olmak üzere her sorunu çözeceğiz.”