İZMİR’DEN ATİNA’YA  GÜVERCİN COŞKUSUYLA…

       Yolculuklarda gidiş yolu dönüş yolundan her zaman daha uzun sürer gibi gelir bana. Bu kez öyle olmadı. Bunun nedeninin keşfetmek isteğinden doğan açlık olduğunu düşünüyorum. Yeryüzündeki bilmediğim her coğrafyaya dokunmak istiyorum. Duygu varsıllığımı, anılarla çoğaltmak…

Farklı kültürlere sahip insanların yaşam biçimlerini, kısacası ortak dillerini merak ediyorum. Bu merakla çıktım yola…

       Atina’da Parlemento binasını da içine alan Meydan’da toplanmak için sözleştik. Gurubumuzu beklerken çantamdan çıkarttığım fındıkları yiyorum. Etrafımdaki kuşlarla paylaşmaya başladım. ‘Acaba elimden yerler mi?’ diye merak ettim. Fındığı birkaç parçaya ayırdım ve avucumu kuşlara uzattım. Bir güvercin avucuma kondu ve kaçmadan fındık parçalarından yedi. Derken, iki, üç, dört… Aman Allah’ım kuşlardan görünmüyorum. Kuşları ürkütmekten korksam da hem bağırıyor hem de gülüyorum. Çevremdeki turistler resimlerimi çekiyor. Herkesin yüzündeki gülümsemeleri görmekte kıvanç veriyor bana. Artık hiç fındık kalmıyor avucumda. Omuzlarım çizik içinde; ama hayatım boyunca unutamayacağım güzel bir anım oldu…

   “Dünyanın her yerinde kuşlar, İzmir Konak Meydanı’ndaki kuşlarla aynı dili konuşuyor. Tek fark var; o da bizim kuşlarımız özgürlüklerinin elinden alınması riskine karşı, asla yakın temas kurmuyorlar.’’ diye geçiriyorum aklımdan.

   Aynı ağaç, aynı kuş, çiçek, kelebek her şey aynı. Deniz kıyıya aynı özlemle kavuşuyor. Aynı güneş, aynı gökyüzünün altında aynı havayı soluyoruz. Koşarken düşen çocuk, düştüğümde hissettiğim aynı acıyla ağlıyor ve annesi aynı sevgi ile siliyor göz yaşlarını. Peki; dünya üzerinde neden bunca ölüm? Evren eşitçe sunarken nimetlerini, insan oğlu neyi paylaşamıyor?...

GÜVERCİN COŞKUSU AVUÇLARIMDA

Çocuktum uçarıydım

Güvercin taklaları atardım sokaklarda

Güleçti sevincim, güzeldim.

Büyüdüm büyülendim

Serpildim, saçlarıma güller iliştirdim

Umutlar dokudum gözlerime

Sokaklarımda adım adım güvercinler

Dostluğumla sevgimle

Dokundum seslerine.

İzmir’in de orta yeri meydan

Konak’ta saat kulesinde güvercin şenliği

Hasan Tahsin anıtında

Barışa çağırır dilleri.

Bornova’da Kibele’nin amazon kadınları

Güvercinler arasında

Selamlar çocukları

Gezdim yurdumu

Gezdim sınırlar ötesini

Nereye gitsem aynı dilde seslenişleri

Aldım imbatın mavi kanatlarını üstüme

Komşuya gider gibi vardım Atina’ ya

Barış diliyle

Baktım orada da varmış güvercinler

Baktım meydanlar güvercin şenliği

Konak’ta sandım kendimi

Güvercinler tanış, güvercinler bizden biri

Omuzum doldu gönendim

Avuçlarım doldu öptüler ellerimden

Öptüler sevinçlerimden

Ben de öptüm kanatlarından

Yaşama bulandım.

Buket Işıkdoğan Köse