İzmir, her geçen gün büyümekte olan, hem göç veren hem de göç alan bir şehir. Peki bu göç ne şekilde gerçekleşiyor? İzmir’in büyümesine katkısı nasıl biçimleniyor?
İzmir, gençleri iş bulamadığı için başta İstanbul ve Ankara’ya göç ederken, aynı şehirlerden tersine emekli göçü alan ve nüfusu yaşlanan bir şehir haline geliyor. İzmir’de gayrimenkul ve arsa yatırımı yapmak isteyen ve gelip buraya yerleşenler genelde ya büyük şehirlerde yaşayıp emekli olmuş beyaz yakalılar ya da artık iş yaşamına son vermiş emekli iş insanları. Dolayısıyla bu göçün İzmir ekonomisine katkısı olmayacağı gibi ileride sağlık hizmetlerinde farklı sorunları getirecek. İzmir’de kısıtlı olan iş imkanları yaşanan ekonomik krizler ve üzerine Covid-19 süreciyle daha da daralmış durumda. Yaşanan ekonomik kriz ve işsizlik insanların en büyük problemi.
İzmir iş insanlarının moda tabirle ‘rehaveti’, yabancı iş ve yatırımlar konusunda muhafazakar ve tutucu yapısı yeni yatırımların yapılmasına ve yeni iş alanlarının açılmasına da engel oluyor. İzmir’in bir an önce iş yapma kabiliyeti yüksek İstanbul ve Ankara gibi şehirlerden yeni iş insanlarına ve şirket göçlerine ihtiyacı var.
İzmir, Akdeniz’de denizciliğin başkenti olabilir, tarımda dünyada lider olabilir, zaten turizmde dünya markası imkanlara sahiptir, lojistik avantajları ve eğitimli insanları ile sanayide lider olabilir. Ancak, tüm bu imkanlar ve potansiyel sadece şirket göçleri ve dinamik iş insanları ile ortaya çıkarılabilir. Yaşanan işsizlik, insanların zor durumu göz önüne alındığında başka seçenek ve çare yoktur. Bireysel göçler yerine, İzmir’in potansiyelini ortaya çıkaracak şirket göçleri, İzmir’in ve Ege’nin geleceği için büyük bir önem içeriyor. İzmir’in emekli şehri imajından sıyrılıp hem ulusal hem de uluslararası alanda yatırıma uygun olanaklarının değerlendirilmesi için bu göçler zorunlu gözüküyor.
Yılmaz KURT
Arsatürk Gayrimenkul A.Ş.Yönetim Kurulu Başkanı
Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisi