MOBBİNG İLE MÜCADELE BİTMEZ!..

Şubat ayının ilk haftası (1-7 Şubat) Mobbing ile Mücadele Haftasıdır. Bu hafta yapılan pek çok etkinlikle İnsanlık onurunun ve varlığının düşmanı olan “Mobbing” hakkında bilgilendirmeler yapılır. Konunun insani, hukuki yanı taraflarca ve uzmanlarca anlatılır ve tartışılır. Ama bu insanlık yarası konu hala daha büyük bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu konu ile ilgili çeşitli örgütlenmeler de devam etmektedir. Mobbing ile Mücadele Derneği, Ülkemizin bu alanda kurulan ilk Sivil Toplum Kuruluşu olarak çalışma barışının geliştirilmesi, onurlu çalışma hakkının korunması, kollanması amacıyla 2010 yılında kuruldu.

Kimsenin başına gelmesi dahi istenmeyecek bu durum kasıtlı ve sistematik olarak çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri davranışlarla, işlem, eylem ve ihmallerle ortaya çıkan psikolojik taciz; bir insan hakkı ihlali olarak karşımıza çıkıyor. İş sağlığı ve güvenliğini tehdit ediyor, çalışma barışının geliştirilmesine engel oluyor, çalışana, ailesine, çalıştığı işyerine, çevresine ve topluma ağır bedeller ödetiyor.

Henüz Türk Hukuk Sisteminde direk olarak Mobbingi tanımlayan, ceza ve yaptırımlarını ortaya koyan müstakil bir Mobbing ile Mücadele Kanunun bulunmaması, mobbing yapan zorbaları cesaretlendiriyor.  Keyfi işlem, eylem ve ihmallerle, hak, hukuk, adalet ve hakkaniyet ilkelerini hiçe sayan zorbalar, deneyimli, birikimli insan kaynağımız olan beşeri sermayemizi günden güne eritiyor, sosyal sermayemizi zayıflatıyor, verimliliği azaltarak ülkemizin ekonomik yönden gelişimini de yavaşlatıyor.

Özellikle kontrol mekanizmasının yetersiz olduğu, liyakat, ehliyet ve adalet ilkelerinin zedelendiği ortamlarda mobbing sıkça görülüyor.

Mobbing duygusal bir saldırıdır; yaş, ırk, cinsiyet ayırımı gözetmeden taciz, rahatsız etme ve olumsuz davranışlar yoluyla, çalışma hayatımızı olumsuz yönde etkiliyor. Mobbing insan kaynaklı bir felakettir. Mobbing sadece bireysel bir saldırı olmayıp, toplumun huzurunu doğrudan etkileyen bir saldırıdır.

Öyle ki çekilmez bir ağırlık ve yoğunluk derecesine ulaştığında, çalışanın manevi bütünlüğünü tehdit ederek, yaşamını derinden etkiler. Kendini, çalıştığı kurumu, ailesini, sosyal çevresini ve toplumu da olumsuz yönde etkileyerek, bir toplumsal kangrene dönüşür. Mobbing sonucu ileri aşamalarda kalp krizleri, beyin kanamaları nedeniyle ölümlere yol açabilir, intihara ve cinayetlere sebep olabilir.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 2019 haziran ayında yapılan genel kurulunda, 190 sayılı sözleşmeyi onaylayarak, iş yerinde şiddet ve tacizi tanımlamış, önlenmesi için yapılması gerekenleri sıralamıştır.

Sözleşme, çalışma hayatında şiddet ve tacizin bir insan hakkı ihlali veya istismarı olduğunu, fırsat eşitliğine yönelik bir tehdit oluşturduğunu vurgulamıştır. Sözleşmeyle çalışma hayatında yaşanan şiddet ve tacize karşı uluslararası standart oluşturulmuştur. Şiddet ve taciz, “Kişide fiziksel, psikolojik, cinsel ya da ekonomik hasara yol açan, hasara yol açması olası veya böyle bir hasar amaçlayan davranış, uygulama ve tehdit olarak” tanımlanmıştır. Sözleşmeye taraf olan ülkeleri, şiddete sıfır toleranslı ortam yaratmakla sorumlu tutmuştur.

Uruguay ’ın 12 Haziran’da onaylamasından sonra Fiji, 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi ’ni onaylayan ikinci ülke olmuştur. İkinci onayın ardından, Sözleşme 25 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe girecektir. Ülkemizin bu sözleşmeyi imzalamasının çalışma barışının geliştirilmesi ve onurlu çalışma hakkının korunması adına önemli bir kararlılık beyanı olacağını düşünüyoruz. İmzalanması için açık çağrımızı tekrarlıyoruz.

Ülkemizde mobbing ile ilgili ilk idari düzenleme olan “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi” genelgesini imzalayan ve bu alanda ülkemiz adına önemli bir süreci başlatan, dönemin Başbakanı, günümüzün Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın; 190 sayılı İLO sözleşmesini de imzalayarak, çalışma barışının geliştirilmesi, onurlu çalışma hakkının korunması, işyerlerinde şiddet ve tacizin önlenmesine, ülkemiz ve insanımız adına katkı sağlayacağına, taraf olacağına yürekten inanıyoruz. Bundan sonrası, “susmamaktır!..” Bir köşeye çekilip mağdur mağdur acısını tek başına çekmemektir!..

MOBBİNG İLE MÜCADELE ADINA SÖYLENECEK ÇOK ŞEY VAR.

Çalışma barışının geliştirilmesi, onurlu çalışma hakkının korunması, birlik, beraberlik içerisinde ülkemizin geleceğine katkı sağlayacak adımların atılmasının, ülkemiz ve insanımız yararına olacağına yürekten inanıyoruz.