NEVZAT KAVALAR VE MUHARREM İNCE HAREKETİ

Değerli okuyucularım, bugünkü köşe yazımda Muharrem İnce Hareketi’nin İzmir’deki yansımasını sizlerle paylaşırken CHP’den istifa eden Nevzat Kavalar’a sosyal medyada yapılan linç girişimlerini değerlendirmek istiyorum.

            Bu bölümde Nevzat Kavalar’ı sonra ise Muharrem İnce’nin İzmir’deki yansımalarına değineceğim. Sayın Nevzat Kavalar yıllarını CHP’ye vermiş, beş dönem Bornova CHP İlçe Başkanlığı yapmış, CHP baraj altında kaldığında bile çok büyük bir özveri gösterip madden ve manen deyim yerindeyse ömrünü CHP’ye vermiştir. Bunun karşılığını ne milletvekilliği olarak, ne Belediye Başkanlığı olarak almamış ya da alamamıştır. Bundan önce yapılan CHP Kurultay’ında, Muharrem İnce Hareketi’ne açık destek vermiştir. Bugün ise ömrünü verdiği CHP’den istifa ederek Muharrem İnce Hareketi’ne katılmıştır. Buna saygı duymak lazım. Bu gidiş destek verdiği hareketle birlikte zirve mi yapar, Türk siyasi hayatına bir başarı damgası mı vurur, yoksa CHP’den o kadar çok ayrılan, parti kuranlar olmuştur ki, siyasi partiler mezarlığında çöp mü olur? Bunu önümüzdeki süreç gösterecektir. Sosyal medyada, “Vay sen CHP’yi nasıl terk edersin? Vay sen hainsin!” anlamlarına gelecek eleştirinin ötesinde, neredeyse ağır hakaretler içeren paylaşımlar yapılması gerçekten ayıptır, kabul edilmesi mümkün değildir. Bu ayrılık Sayın Nevzat Kavalar’ın kendi tasarrufudur. Bu ayrılığın İzmir’deki yansımalarının bir parçası olarak Bornova’da da devamı gelecektir. Nevzat Kavalar’a siyaseten niye gittin diye suçlama yapanlara diyorum ki; CHP’de sizin kalmanız nasıl bir haksa, onun da gitmesi bir haktır. Sayın Kavalar, sosyal medyasında, kendini eleştirenlere de CHP’de kalmalarının yanlış olduğunu belirten hakarete varan eleştiriler yapsa, siz bunu kabul eder misiniz? Sayın Kavalar’ın yolu doğrudur, yanlıştır. Bunu siyaset belirleyecektir. Hiç kimsenin hakarete varacak kadar ağır eleştiri yapması, hak, hukuk ve adalete sığmaz. Beyler kendinize gelin, gidene güle güle, gelene de hoş geldin deyin. Yine tekraren diyorum ki, bu gidişler siyaseten başarıyla mı ödüllenir, yoksa biz CHP’lilerin sık sık kullandığı siyaseti partiler mezarlığında çöpe mi dönüşür, bırakın bunu süreçte görelim. Hiç kimseye ölçüyü kaçıran eleştirilerde bulunmayalım. Bunun detaylarını ikinci bölümde izah edeceğim. Sadece ince bir tüyo vereyim, bu tür hakaretler, yanlış eleştiriler, şu anda kararsızlık içinde olan gidişatı hızlandırır, Bornova’da da böyle kararsız bir grup vardır. Yakın zamanda İnce Hareketi’ne katılırlarsa, hiç şaşırmayın.

            Bu bölümde, Sayın İnce Hareketi’nin İzmir’deki yansımalarını değerlendirmeye çalışacağım. Partili bir köşe yazarı olarak öncelikle şunu belirteyim; ŞU ORTAMDA SAYIN İNCE’NİN YENİ BİR PARTİ KURMASINI BEN ASLA İSTEMEZDİM. HAKLILIK PAYININ ÇOK YÜKSEK OLDUĞU YERLER VAR. AMA BUNA RAĞMEN PARTİ İÇİNDE KALMALI, ORADA MÜCADELE ETMELİYDİ DİYENLERDENİM. Sayın İnce’yi “saray adamı” olarak değerlendirenler, önce hafızalarını bir tazelesinler. Daha önce, “Saraya giden CHP’li kim?” sorusu günlerce kamuoyunu meşgul etmişti. Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu Fox Tv’de İsmail Küçükkaya’nın programında; “Saraya gideni biliyorum.” diye açıkça beyan etmişti. O saraya giden, Muharrem İnce’yse, haydi bugün elinizde büyük bir fırsat var, açıklayın, Muharrem İnce Hareketi’ni doğmadan yok edin. Muharrem İnce’nin haklılık payının çok olduğuna inanıyorum ama istifa ederken, koca çınarımız CHP’ye yaptığı “Tabela partisine dönüştü” ifadesini ayıplıyorum ve kabul etmiyorum. Muharrem İnce’ye bu kadar yüklenirken, bizim şu sorgulamayı da yapmamız gerekir; neden parti içinde tutamadık, bu rahatsızlıklara neden çözüm bulamadık? Bu adamın hiç mi haklılık payı yoktu, bunları sorgulamamız lazım. Dünyanın hiçbir yerinde, iktidar oy kaybederken, muhalefet oy kaybetmez. Yüzde yirmi beşle patinaj yapan, CHP MYK’sı neden kendini sorgulamaz, öz eleştiri yapmaz neden ön seçim yapmaktan kaçınır, hani demokrattınız? Neden Ankara’dan meclis üyesi atarsınız? İzmir’de Menemen Faciası’nı yaratanlardan neden hesap sormazsınız? Menemen’de yedi yüz işçi kapı dışarı bırakıldı, ses seda yok. Menemen Faciası’nın sorumluları hakkında ne İzmir İl Başkanı, Ne Chp Genel Merkezi herhangi bir açıklama yapmaz? Elinize bir Muharrem geçti, yüklenin ona, değiştirin gündemi. Bir parti üyesi olarak serzenişlerim var, yaptığımız kamuoyu araştırmalar hep şunu diyor; CHP  kurmaylarının ağzına bir bant koyun, fermuar çekin, bir köşeye otursunlar, gaf üstüne gaf yapan, iktidara gollük pas veren konuşmalar yapmasın, en az üç puan yükselir. Yine kamuoyu araştırması diyor ki, iktidarın gündem değiştirme tuzaklarına düşmeyin, hiçbir konuda yorum yapmayın, sadece ekonomi “ekonomi ekonomi” deyin, en az beş puan yükseleceksiniz. Kusura bakmayın bunu göremeyenlerden siyasetçi olmaz. Sayın İnce’nin bu ortamda parti kurmasına karşı olduğumu yukarda belirttim. Yalnız şuna özellikle dikkat edelim; Sayın İnce özellikle CHP tabanına mı oynuyor derken şunu da unutmayalım; tam oranlarını bilmesem de Ak Parti’den ve İYİ Parti’den bu harekete bir getiri olacak, sakın kimse itiraz etmesin. Sayın İnce’nin çok ince bir politika izleyerek yüzde yirmiye ulaşan kararsızlara yöneldiğini, buradan oy alma stratejisi uygulayacağını düşünüyorum. Hedef; kararsız kitle ve  z kuşağıdır.

            Sayın İnce Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa, kendisi de Millet İttafakı’nın adayının arkasında kalırsa, aslanlar gibi Millet İttifakı’nı desteklemek zorunda kalacaktır. Sayın İnce’ye verilen hiçbir oy Cumhur İttifakı’na gidemez. Çok kısa zamanda Sayın İnce’nin CHP’ye yaptığı ağır eleştirilerin çok daha fazlasını Cumhur İttifakı’na yöneltecektir. Ben Sayın İnce’nin avukatlığını yapmayayım. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın her pandemi konuşmasında bile iki dakikasını pandemiye ayırıp yirmi sekiz dakikasını “CHP CHP” diye resmen CHP’yi dövmesine, yasaları çiğnemeden gerekli cevap vermesini beceremeyenler Sayın İnce’nin kıvrak zekasıyla geçen ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, “Ee Recep geldim işte”  diye başlayan çıkışlarını da göreceğiz. Türkiye genelinden bahsetmek yerine, İzmir’deki yansımalarından geçen ki köşe yazımda değerlendirmiştim. Memleket Hareketi’nin önemli isimleriyle çok ciddi bir görüşme yapmıştım. İzin vermedikleri için isimlerini açıklamamıştım. Ama şunu hala ısrarla yazmaya devam edeceğim; MEMLEKET HAREKETİ’NE DESTEK VEREN, ORAYA GEÇECEK, O HAREKETE GEÇECEK, ESKİDEN İL VE İLÇE BAŞKANLIĞI YAPMIŞ, MECLİS ÜYELİĞİ YAPMIŞ KİMLER VAR, DAHA DA İLERİYE GÖTÜREYİM, BU HAREKETE KATILACAK ÜÇ TANE BELEDİYE BAŞKANI KİM? (Kulağıma üflendi ama kendileriyle bir görüşme yapmadığım için doğruluk derecesini bilemem) EVET YİNE SORUYORUM; BU ÜÇ BELEDİYE BAŞKANI KİM KİM KİM? BEN HİÇ BOŞ YERE YAZI YAZMAM, ASPARAGAS HABER ÜRETMEM, SİZ BUNLARA ODAKLANIN.

            Bırakın giden gitsin, yolu bahtı açık olsun, kalan sağlar bizimdir, yolu sevgiden ve demokrasiden geçen herkesin yolu bir yerde buluşacak. Bir şarkıyla tamamlayalım; elbet bir gün buluşacağız. Bu buluşma demokrasiyle taçlanacak.

Hoşçakalın, sevgiyle kalın.