Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Şubesi, ortak bir bildiri yayınlayarak, son orman yangınlarını değerlendirdi.Kapılara kadar dayanan yangınlar nedeniyle bazı mahallelerin boşaltıldığı, çok sayıda insanın yaşamını yitirdiği vurgusunun yapıldığı bildiride, yanan alanlarda sadece ağaçlar ve bitki örtüsü değil, ekosistemin ve tarım alanlarının tüm bileşenlerinin de yok olduğu görüşüne yer verildi.

Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Şube Temsilcisi, Yüksek Orman Mühendisi Kenan Öztan, Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ahmet Mustafa Güleş ve ÇMO Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan’ın katıldığı basın toplantısında bildiriyi, Güleş okudu. Bildiride şu görüşlere yer verildi:

İNSANLARIN YANGINA SEBEBİYET VEREN DAVRANIŞLARI İNCELENMELİ
“Orman yangınlarının yaklaşık yüzde 90’nın çıkış sebebi, “insan” kaynaklıdır. 2024 yılında orman yangınlarının çıkış sayılarının 2023 yılına göre önemli derecede arttığı gözlemlenmektedir. Orman Genel Müdürlüğünün yangın önleme faaliyetleri kapsamında yaptığı bilinçlendirme, eğitim, bilgilendirme faaliyetleri bu anlamda yetersiz kalmaktadır. Bu yüzden yangınların çıkış sebepleri, insanların yangına sebebiyet veren davranışları ve alışkanlıkları açısından incelenmeli bununla ilgili mutlaka yeni bir anlayışla önleme faaliyetleri düzenlenmelidir. Ayrıca, orman alanları, ormancılık amacı dışındaki tahsisler (turizm, enerji, sanayi ve yerleşim gibi) ile baskı görmekte ve insan ile temasının arttığı gözlemlenmektedir.  Bu noktada orman arazilerinin orman vasfından çıkartıldığı kararları endişe ile takip etmekteyiz. 28.06.2024 tarihli Artvin, Bitlis, İstanbul ve İzmir İllerinde bulunan bazı alanların orman sınırları dışına çıkartılması hakkında karardan sonra, 17 Temmuz 2024  ve 2 Ağustos 2024 tarihli Cumhurbaşkanı kararları ile Manisa’da, Balıkesir’de (Balya, Bigadiç ve Dursunbey), Amasya’da, Bingöl’de, İstanbul’da, Kastamonu’da, Kütahya’da, Mersin’de, Muğla’da, Niğde’de, Samsun’da, Sinop’ta ve Sivas’ta yaklaşık olarak 393 ha, alan orman sınırları dışına çıkarılmıştır.  Orman yangınlarını söndürmek için fedakârca mücadele veren OGM çalışanlarının ve bu çalışmalara destek veren Belediye kurumları ve STK kuruluşlarının cansiperane çabaları yangınlarla mücadelenin yalnız “söndürme” düzeyinde ele alınması nedeni ile yetersiz kalmaktadır. Orman ve kırsal alan yangınlarının önlenmesi için OGM ile birlikte ilgili tüm kurum ve kuruluşlar birlikte çalışmalıdır.”

ORMAN İÇİ VERİLEN İZİNLERİN KAPSAMLARI DARALTILMALI
“Yangınlara müdahale için özveri ile çalışılsa da yangın sayıları, zarar gören alanlar göz önünde bulundurulduğunda yangın öncesi hazırlığın yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Yangın riskini ve olası zararları azaltmak ve afet yönetim süreçlerini doğru bir şekilde tanımlamak için ilgili tüm kurumların iş birliği ile iklim değişikliği senaryoları da göz önünde bulundurularak yangın eylem planları hazırlanmalı, yeterli araç, gereç ve personel bulundurulmalıdır. Orman içi verilen izinlerin kapsamları daraltılmalı, koşul ve standartları net olarak belirlenmeli ve etkin denetimi sağlanmalıdır. Bunlara ilave olarak orman içi ve bitişiği alanlarda bu alanlara çöp/atık bırakılmasının önlenmesinde, enerji nakil hatlarının yangına özel bakımlarının planlamasında, sanayi tesisleri ve karayollarında koruma bandının belirlenmesinde vb. önlemlerin geliştirilmesinde kağıt üzerinde kalan kararların ötesine geçerek özel sektör, yerel yönetimler ve kamuoyu ile sorumluluk gerektiği şekilde paylaşılmalıdır.”

YANGIN ÖNCESİ PLANLAMALARA AĞIRLIK VERİLMELİ
“İklim projeksiyonlarına göre ülkemizin de yer aldığı Akdeniz havzasında her geçen yıl sıcaklıkların artacağı, sıcak hava dalgalarının daha sık görüleceği, yağış rejimlerinde değişikliklerin yaşanacağı ortaya konmaktadır. Özellikle aşırı sıcak havaya kuru rüzgârların da eşlik etmesi, başlayan bir yangının kontrol altına alınmasını ve durdurulmasını zorlaştırmaktadır. Bu durum, iklim değişikliğinin ülkemiz ve yakın coğrafyamızda büyük orman yangınlarını giderek daha fazla tetikleyeceği anlamına gelmektedir. Dünya genelinde ve ülkemizde birçok büyük şehirde/ turizm merkezlerinde insan yerleşimleri ile doğal bitki örtüsünün kesişim noktalarının (Yaban Alanı-Kentsel Arayüz) artışı, nüfus artışının doğal sonucu ve önlemezken;  orman yangını riskini de doğrudan artırmaktadır. Büyük yangınların yönetimindeki başarı yangınla mücadele çalışmalarıyla olduğu kadar, yangınlar çıkmadan önce alınacak tedbirlerle de yakından ilişkilidir. Bu sebeple, en az yangınlarla mücadeleye verilen önem kadar, yangın öncesi planlamalara da ağırlık verilmelidir. Özellikle yanıcı madde birikiminin tehlikeli boyutlara ulaştığı alanlara özel önem verilmelidir. İklim değişikliği senaryoları da göz önüne alınarak aynı bölgede birden fazla noktada çıkabilecek ve mücadelesi zor orman yangınlarına karşı eylem planları hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.”

12 MİLYON METREKÜP AĞAÇ SERVETİ KAYBI YAŞANDI
“İnsan kaynaklı orman yangınları sayısı artarken, orman köylülerinin varlığını sürdürecek, orman ve orman yangın kültürü olan orman köylüsünün istihdam yaratılarak şehirden köye geri dönüşünü sağlayacak kökten bir değişim öncelikli bir ülke politikası olarak hayata geçirilmelidir. Yanan alanların miktarı ve yanık orman alanlarında yapılacak çalışmalar şeffaf şekilde Acil Eylem Planları hazırlanarak ve kamuoyu ile paylaşılarak yönetilmelidir. Yanan ve ardından ülke kaynaklarımız ile yenilenen bu alanların ise iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik ve ormanın sağladığı ekosistem hizmetleri önceliklendirilerek ele alınmalıdır. Orman yangınlarının diğer bir boyutu da sera gazı etkisidir. Bitki örtüsü yanarken depoladıkları karbonu da serbest bırakacaktır. Özellikle büyük ölçekli orman yangınlarında atmosfere salınan karbondioksit (CO2) iklim değişikliği oranının da büyük ölçüde artırmasına neden olacaktır. Ülkemizde 2021 yılında gerçekleşen büyük yangınlarda OGM verilerine göre 133 bin hektar orman alanında yaklaşık 12 milyon m3’ lük ağaç serveti kaybı oluşmuştur.”

YANGINLAR HALK SAĞLIĞINI DA TEHDİT EDİYOR
“Mega yangınlar olarak tanımlanan yani 10bin ha üzeri ve/veya aynı bölgedeki çoklu yangınların oluşturacağı yoğun duman ve hava kirliliği halk sağlığı üzerinde de etki gösterecektir. Son yıllarda İzmir depreminde olduğu gibi olay mahallinde üst düzey yöneticiler tarafından kamuoyunun tartıştığı konulardan uzak yapılan açıklamalar, olaya müdahale eden ekipler ve halk üzerinde endişe, stres gibi ters yönde etki yarattığı görülmektedir.  Kurum içinden bilgi akışının olmayışı sadece kamuoyunun endişeni arttırmakla kalmamakta, konu üzerine yapılacak bilimsel, yönetimsel çalışmaların da yeterince tartışılmamasına sebebiyet vermektedir. Yangının söndürülmesinde mücadele eden sorumlu teknik personelin vereceği teknik bilgi ve uyarılar kamuoyunun aydınlatılması için daha olumlu bir yaklaşım olacaktır.  Herhangi bir meslek disiplininde bütüncül değerlendirmeler farklı sorumluluk ve organizasyon anlayışına sahip tarafların objektif katkıları ile şekillenebilir. Şubemizve Derneğimiz bu anlayışla çevre ve orman kesişim noktasında görüşlerini sunarken konu ile direk ilgili tarafların da görüşlerini bu anlayışla dile getirmesine ihtiyaç vardır. Biyolojik çeşitliliği ve ekosistem hizmetleri ile yaşam kaynağımız olan ormanlarımızı korumak için tüm halkımızı ormanlara sahip çıkmaya, orman yangınları başta olmak üzere ormanlara zarar verecek tüm tehditlere karşı sorumluları daha etkin tedbirler almaya davet ediyoruz. Yangınlarda yaşamını yitiren tüm canların üzüntüsünü derinden hissediyor, yangında yaşamını yitiren kamu görevlilerimizin ve vatandaşlarımızın sevenlerine sabırlar diliyoruz.”

Narin cinayetinde 8 tutuklama! Narin cinayetinde 8 tutuklama!

'YANICI MADDENİN AZALTILMASI LAZIM'
Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi Ahmet Kenan Özkan da yangınla mücadelenin birlikte yapılması gerektiğini belirterek, "Önemli olan yangın öncesi yapılması gereken işlerdir. Yanıcı maddenin azaltılması lazım. Enerji nakil hatlarının altındaki kurumuş otlar ve çalılar da yangına neden oluyor. Ot yangını, anında ormana sirayet ediyor. Enerji nakil hatlarının altının bakımının yapılması alınması gereken ciddi önlemlerden biridir. Yangını önlemek kadar büyümeden söndürülmesini sağlamak önemlidir" diye konuştu. 

Editör: Aykut Keserli