Başkan Tunç Soyer, olayı yargıya taşıyacaklarını vurgulayarak, “İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçileri sahipsiz değildir. Arkasına iktidar gücünü aldığını varsayarak aklına her eseni yapabileceğini, emekçilere zulmedebileceğini düşünen bu zihniyeti şiddetle kınıyorum” dedi.

AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nın İzmir'deki koku sorununa dikkat çekmek için  Çiğli Arıtma Tesisi'nde basın açıklaması, güvenlik görevlilerinin AK Partili yöneticileri tesisin içine almamaları nedeniyle arbedeyle başlamıştı.

AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ve AK Partili yöneticileri alana girmek istemiş ancak güvenlik görevlileri "emir bekledikleri" gerekçesiyle girişe izin vermemiş ve kısa süreli arbede yaşanmıştı.

Yaşanan olay, AK Parti ve CHP'yi bir kez daha karşı karşıya getirirken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç soyer, konuya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Güvenlik görevlilerinin darp edildiğini ifade eden Soyer, yasal işlem başlatılacağını söyledi.

Tunç Soyer’in açıklamasının tam metni şöyle:

"Zorbalık, hukuk tanımazlık, provokasyon

Bugüne dek kent yönetiminde demokrasi ve uzlaşıyı esas alan, her konudaki eleştiri ve önerileri hoşgörüyle dinlemeyi görev bilmiş bir yerel yönetimin ve işini yapmak dışında kusuru bulunmayan personelinin böylesine hukuk dışı bir muhalefet yaklaşımını hak etmediğini üzülerek dile getirmek zorundayım.

Başta AK Parti İl Başkanı ve Meclis Grup Başkanvekili olmak üzere bugün AK Partili bir grup siyasetçinin statüsü yasayla belirlenmiş özel koruma alanındaki, Çiğli İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’ne hiçbir yetkiliye haber vermeden baskın yaparak, hukuksuzca girmeye çalışmaları, bu sırada nezaket sınırları içinde görevini yapan güvenlik personeline hakaretler yağdırmaları, darp etmeleri, tehditler savurmaları İzmir adına utanç vericidir. 

AK Parti İl Başkanı’nın, AK Parti Grup Başkanvekili’ni de yanına alıp tekrarından bile hicap duyacağım ifadeler kullanarak sergilediği tavırlar apaçık bir provokasyon çabasıdır.

İster AK Parti’den, ister başka bir siyasi partiden dileyen herkes kurum yetkililerine haber vererek, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet ve faaliyet alanlarına ziyarette bulunabilir ve en iyi şekilde ağırlanır. Ancak iş güvenliği ve sağlığı açısından riskler bulunduran özel tesislerin kapısına dayanarak “benim kim olduğumu biliyor musun” tarzında yaklaşım sergilemek, güvenlik personelini darp ederek ve zor kullanarak içeri girmek, istedikleri karşılığı vermeyen güvenlik personelini tahrik etmeye çalışmak, hakaretler yağdırmak Türk Ceza Kanunu kapsamında işlem gerektiren davranışlardır. İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçileri sahipsiz değildir. 

Arkasına iktidar gücünü aldığını varsayarak aklına her eseni yapabileceğini, emekçilere zulmedebileceğini düşünen bu zihniyeti şiddetle kınıyorum. Yasalara karşı bu davranışlara sessiz kalmayacağımızın, gereğinin yapılması için yargıya başvuracağımızın da bilinmesini istiyorum.
Biz her türlü kışkırtma ve tahrike karşı, sağduyulu bir şekilde, 4,5 milyon İzmirliye olan sorumluluk bilincimizle hizmet vermeye devam edeceğiz."