TUNCAY ÖZKAN A NİÇİN BAŞDANIŞMANLIK VERİLDİ?

TUNCAY ÖZKAN A NİÇİN BAŞDANIŞMANLIK VERİLDİ?

Değerli okuyucularım bugünkü köşe yazımda CHP kurultayı sonrası gelişmelere değinmek istiyorum. Kurultayın İzmir deki yansımaları çok farklıydı. Bir siyasi kanat istediğini alırken diğer siyasi kanat ise Tuncay Özkan’ı PM’ye giremeyişinin şokunu yaşamıştı. Adeta yere çakılmıştı. Kurultay sonrası bu sonuçlardan sonra Tuncay Özkan’ın Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından başdanışman olmasını bekliyordu. Evet, sonunda Tuncay Özkan başdanışman oldu. Oldu da nasıl oldu. Bunun neden ve niçin’lerini 2.5 maddede incelemek gerek;

1. Genel Başkan Kılıçdaroğlu kurultayda yaşamış olduğu önüne dayatılan liste yüzünden İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve ekibine mesafeli davranmıştır. Çünkü İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu HDP’ye özenerek Genel Başkana karşı eş başkan gibi dayatma yapmaktadır. Oysa CHP de eş başkanlık yoktur. Natocu Canan Kaftancıoğlu 1992-1999 yılları arasında NATO ve ABD tarafından yedi devletçiliğe bölünmesinin Bosna Hersek operasyonu ayağında hocası Şebnem Konur Fincancı ile NATO himayesinde tıp alanında çalışma yapmıştır. Bu iki insanın mesleği kimliktir. Mesleğini icra etmesine saygımız sonsuzdur. Şu kaderin garip cilvesine bakın ki 10 Aralık grubunun önde gelen isimlerinden olan Sayın Canan Kaftancıoğlu da NATO’nun ekmeğini yemiş suyunu içmiştir. Sözün kısası Kılıçdaroğlu 10 Aralık grubunun önde gelen ismi davranış ve tavırlarıyla kendisini eş başkan olarak konumlayan Tuncay Özkan’ı ben çizdirdim diye açıklamalar yapan Canan Kaftancıoğlu’na karşı ulusalcıların bir noktada temsilcisi olarak gözüken Tuncay Özkan’a sahip çıkmıştır. Bir taraftan ulusalcıları kısmen sahiplenirken bir taraftan da kendisinden sonra Oğuz Kaan Salıcı’yı Genel Başkan yapmak isteyen 10 Aralıkcılara şimdilik dur demiştir.

2. İzmir de kurultayda hüsran yaşayan ve bütün umudunu Tuncay Özkan’ın Genel Başkan Başdanışmanı olması için bağlayanlar bir nebze de olsa nefes almışlardır. Yalnız şunun iyi bilinmesi gerekir genel başkan Kılıçdaroğlu’nun Tuncay Özkan’a Başdanışmanlık vermesi İzmir’i dengelemek değildir. Böyle bir dengeyi umanlar boşa hayale kapılmasın. İzmir’de patron bellidir. İzmir’in patronu kurultayda damgasını vuran Sayın Tunç Soyer’dir. Bu saatten sonra ne İl Başkanı Deniz Yücel’in nede Başdanışman olan Tuncay Özkan’ın siyaseten hissedilen özgül ağırlıkları olmayacaktır. İzmir siyaseti Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve ekibinin yani Rıfat Nalbantoğlu ve Mustafa Özuslu’nun hâkimiyeti altındadır. Sevin sevmeyin beğenin beğenmeyin gerçek bu!!!!

“Benim anlayamadığım dün Nalbantoğlu’na galiz küfürler eden hakaret edenler var ya bir anda Nalbantoğlu’na methiyeler düzmeye başladılar. Sayın Nalbantoğlu da sanırım bu şarlatanları görüyordur. Bizim Aykut’un deyimiyle “abi bu yalakalar hiç bitmeyecek mi?” bende diyorum ki dinime küfür eden Müslüman olsa bari.” Sözün kısası Tuncay Özkan ekibinde “safları sıklaştıralım umudumuzu yitirmeyelim” durumu vardır. Bu iş siyaseten bitmiştir. Yeni dengeler yeni oluşumlar kaçınılmazdır. Eeeeeee bizim delegeler yöneticiler, gücü sever.( sevmeyen var mı?) ben hala inatla İl Başkanı Deniz Yücel’in milletvekilliği garantisi alarak gideceği görüşündeyim. Patronun belli olduğu ve topal ördek konumundaki Sayın Deniz Yücel fazla direnmez gider.  Bu sözüme çok gülenler olacaktır. Gülün beyler, istediğiniz kadar gülün, son gülen iyi güler.

2,5. Olan görüşüm ise çok enteresan ve her türlü yoruma açıktır. Bizim sosyal medya komplo teorileri üretmekte çok MAHİRDİR. Özellikle şunun herkes tarafından iyi bilinmesi gerekir ki Tuncay Özkan çok deneyimli siyasi derinliği çok fazla uçan kuştan haberi olan sığ değil derin bir siyasetçidir. Sosyal medyada paylaşılan görüşler doğrultusunda şeytanın avukatlığını yaparak şöyle bir şey yazayım. Sayın Tuncay Özkan’ın elinde Kılıçdaroğlu’nu zora sokacak bir belge veya bilgi var ki örgütün çizdiğini bağrına basıyor. O zaman hangi demokrasiden bahsediyor. Yorum sizin.

Bilgilerimizi toparlayacak olursak; 1. Madde doğru ise 10 Aralıkcılar iç mücadeleyi çok ciddi anlamda tırmandırabilirler, hazırlıklı olmak gerek. Sayın Muharrem İnce saraya giden kişi için yapılan söylentilerde kendisini kastedenlere, “MYK da 5’li çete var” demişti. Kim bunlar merak ediyorum. Acaba… Hafızalarımızı tazeleyelim Sayın Deniz Baykal, “Muharrem İnce partiden gidemez. Gitmesini ve parti kurmasına müsaade edemeyiz.” diye uzun süredir ilk defa bir açıklama yapmıştı. Bundan sonra Hikmet Çetin ve Kılıçdaroğlu görüşmesi Deniz Baykal’ın önerileri doğrultusunda masaya yatırılmıştı. Acaba rüyamı görüyorum ya da hayal âleminde miyim?  MYK da kaldırılan iki Genel Başkan Yardımcılığını Muharrem İnce’ye yakın birileri gelirse vallahi şaşırmam. Çünkü bir bilim dalı olan matematiği tuş eden, asla bilim olmayan, siyaset vardır. Siyasette olmaz olmaz diye bir kavram yoktur.

Hoşça kalın… Sevgiyle kalın…