İçişleri Bakanı Süleyman Soylu eşya almak için ağır hasarlı evlere kısa süreli de olsa girişlerin yasaklandığını duyurdu.
Bakan Soylu, Hatay AFAD İl Koordinasyon Merkezi'nde yapılan toplantı sonrasında basın açıklaması yaptı.
Soylu, 21 Şubat’ta Hatay Defne ve Samandağ merkezli 6.4 ve 5.8 büyüklüğündeki depremlerden sonra 6 kişinin hayatını kaybettiğini, 18’i ağır 562 kişinin yaralandığını söyledi.
Hatay'da şu an 5 enkaz kaldığını dile getiren Bakan Soylu, "5 enkaz da bitince arama- kurtarma çalışmaları sona erecek. Dün akşamki deprem olmasaydı, bu çalışma bugün itibariyle sonuçlanmış olacaktı" dedi.
HASAR TESPİTİNE İTİRAZ EDİLEBİLECEK
Depremin meydana getirdiği yıkımların akabinde arama ve kurtarma çalışmalarının yapıldığını, ardından hem acil yıkılacak binalar hem de ağır hasarlı binalarla ilgili tespit çalışmasının devam ettiğini belirten Soylu, "Bu tespit çalışmasındaki ortaya çıkan sonuçlar, nihai sonuçlar değildir. Bunlar, itiraz edilebilir sonuçlardır. Yani evi orta hasarlı çıkan bir vatandaşımız, 'benim evimin tekrar değerlendirilmesini istiyorum' dediği andan itibaren değerlendirilecektir. Bu bugüne ait de bir şey değildir. Bugünden önceki tüm yaşadığımız afetlerde, depremlerde karşı karşıya kaldığımız bir süreçtir ve devam etmektedir." ifadelerini kullandı.
Soylu, evi az hasarlı bir vatandaşın da "tekrar değerlendirilmesini istiyorum, ben orta veya ağır hasar görüyorum" dediği andan itibaren tekrar ekiplerin oraya gideceğini anlattı.
Bu konu sonuçlanana kadar binalarla alakalı herhangi bir işlemin yapılmayacağını bildiren Soylu, "Bunun tersi de söz konusudur. 'Benim evime orta hasar belirlediği zaman, benim evim sağlamdır' diyen için de yine aynı tedbir ve aynı süreç işleyecektir." diye konuştu.
"DEPREM HAREKETLİLİĞİ DEVAM EDİYOR"
Bakan Soylu, acil yıkılacak binaların ekipler tarafından hemen yıkılacağını belirterek, "Acil yıkılacak binalara girilmesi yasaktır, kesinlikle... Yani 'benim orada eşyam var, veya yarım saat, bir saat gireyim' gibi bir şey söz konusu değildir. Çünkü dün akşamki müstakil deprem ve artçı depremler bize göstermiştir ki bu deprem hareketliliği devam etmektedir. Böyle bir riski almak, böyle bir sorumluluk almak doğru değildir. Bütün kolluk birimlerimize talimat verdik." dedi.
Ağır hasarlı binalara girmenin de riskli olduğunu vurgulayan Soylu, "Şimdi art arda gelen depremlerden sonra Çevre Şehircilik Bakanlığımızla yaptığımız değerlendirmeler çerçevesinde, bugünden itibaren buradan eşya alınması, buraya kısa sürede girilmesi de yasaklanmıştır. Yani ağır hasarlı binalara da bu saatten sonra girmek yasaktır, yeni bir karara kadar. Çünkü bu riski taşıyamayız, bu sorumluluğu taşıyamayız, bu da doğru değil." diye konuştu.
"EŞYA YARDIMI MİKTARI İKİ-ÜÇ GÜN SONRA AÇIKLANACAK"
Süleyman Soylu, eşya yardımı konusunda, "Bu konuda daha önceki uygulamalarımızda olduğu gibi hem AFAD hem de Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığımız eşya yardımını birlikte yapabilecektir. İki-üç gün sonra da eşya yardımı miktarı açıklanacaktır, elimizde bir miktar var, aslında yılbaşı belirlediğimiz bir miktar. Ama onu nereye, ne kadar götürebiliriz konusunda bir çalışma gerçekleşiyor." bilgilerini verdi.
"O ŞEHRİN PAYDAŞLARIYLA BİR ARAYA GELİNECEK"
Depremin ardından şehirlerin nereye kurulacağı ve planlamanın nasıl yapılacağı konusunda sorular yöneltildiğini dile getiren Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un bizatihi bütün illeri dolaştığını, istişareler ortaya koyduğunu anlattı.
Dün Gaziantep'te yaklaşık 6 saat boyunca hem AFAD'ın bilim kurulunda çalışan hocalarla hem de diğer üniversitelerden hocalarla özellikle her ilin tek tek değerlendirilerek nerede olabileceğine yönelik bir çalışma ortaya koyduklarını aktaran Soylu, bir gün önce de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Maden Tetkik ve Arama ile bu çalışmayı yürüttüklerini söyledi.
Şimdi bir adım daha attıklarını dile getiren Soylu, şöyle konuştu:
"Burada bütün valilerimize söyledik. İl çevre ve şehircilik müdürlükleriyle, AFAD müdürleri de yanında olmak kaydıyla o şehrin paydaşlarıyla bir araya gelinecek. Kimler? Belediye başkanları, milletvekilleri, sanayi ve ticaret odaları, esnaf odaları, il kanaat önderleri, ilin teknik odalarıyla bir araya gelinecek. Bunu da 48 veya 72 saat içerisinde yapmaları konusunda bir salık verdik. Her ilde ve her ilçede onların da geçmişte yaptığı değerlendirmeler, bugün Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın taslak olarak hem zemin etütlerini gerçekleştirdiği, hem de taslak olarak öneri olarak ortaya koyacağı, onların önerileri olarak koyacağı değerlendirmeler karşılaştırılarak bir sonuca varılacak."
FAHİŞ FİYATLARA TEPKİ
Bakan Soylu, normalde şehir içinde 5-6 bin, şehirler arasında 8-9-10 bin liralık bir taşımayı 20-25 bin liraya çıkaran fahiş bir takım fiyatlar gördüklerini vurguladı.
"Bir kere bunun hesabını devlet sorar da bir de bu dünyanın öteki dünyası var, bunun hesabını Allah da sorar" diyen Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yani buradan insanlar, canını zor kurtardılar, herkesin bir travması, bir sıkıntısı var. Bu sıkıntı üzerinden burada bir istismar yapmaya çalışmak elbette ki bir kötülüktür. Belki de en kısıtlı ifadeyle bunu söylemek durumundayım. Bu konuda bütün valilerimize, olağanüstü halin de ortaya koymuş olduğu çerçeve içerisinde biz gerekli talimatları verdik, gerekli yazıları gönderdik.
Bu konuda bir fahiş fiyat veya vatandaşı zorlayıcı, vatandaşı istismar eden, belki de vatandaşın zor durumundan faydalanan bir durum görülürse gereği yerine getirilecektir. Gereğini nasıl yerine getirileceğini de arkadaşlara tek tek izah ettik. İlgili sivil toplum kuruluşlarının, ilgili ticaret odalarının, ilgili esnaf odalarının da bu çağrıyı yapmaları bu denetimi kendilerinin yapmaları da esastır. Bize ait bölümünü yapar ve gereğini yerine getiririz ama bu aynı zamanda ahlaki bir meseledir.
Ben o meslek odalarının yerinde olsam yarın bir toplantı yapar, bu tespitleri, bu yapanları bu kişiler kimse bunları tespit eder, onların bir daha o meslek odalarında temsil edilmemelerini ve üye olmamalarını sağlarım, işin doğrusu budur. Bu zor zamanlarda herkes el birliğiyle büyük bir millet olmanın fedakarlığını ortaya koyuyor, birileri de bunda istismar malzemesi yapıyorsa ona bu dönemin en ağır cezası verilmelidir. Bu kadar açık.
Keşke şöyle kanunlarımız olsa da bu tip insanlar, ömürleri boyunca ticari kısıtlı olsalar, kamu hizmetlerinden men edilseler. Keşke böyle kanunlarımız gelişse, belki de en doğru olan süreç budur. Çünkü anlaşılıyor ki ahlak duygusu ve inanç duygusu, öteki dünya korkusu yok olmuş insanlar, buradan para üzerine istifade etmeye çalışıyorlar."
"KİRALARIN YÜKSELMESİ AYRI BİR İSTİSMAR MESELESİ"
Bakan Soylu, kira meselesinin başka bir problem olduğunu, bu konuda da çalışılması için talimat verdiklerini belirterek, "Kiraların birden ciddi bir şekilde yükseliyor olması ayrı bir istismar meselesidir. Ayıptır, günahtır. Çadırda kalan insanların ahı, o enkaz altında saatlerce, günlerce kalıp bir büyük lütufla, Allah'ın lütfuyla bugün yaşayan insanların ahı tutar. Bu paranın hiçbir hayrını görmezsiniz. İster bizi sevin, ister sevmeyin." dedi.
Bugün bir çocuğa "korktun mu" diye sorduğunda, "dişlerim titredi." yanıtı aldığını aktaran Soylu, "Bunu anlamayıp kiramı 6 bin liradan 10 bin liraya çıkarıyorum diye ortaya koyanlar vicdan sahibi değillerdir." dedi.
KONTEYNER KENTLERDEN KİMLER YARARLANABİLECEK?
Konteyner şehirlerle ilgili şartlar konusunda da Soylu, "Konteyner şehirlerde özellikle kimler barınabilir? Bir, hak sahibi olanlar. Yani konteyner şehirlerde yaşayıp daha sonra da ev sahibi olabilecekler, AFAD'dan afetten, Çevre ve Şehirciliğin yaptığı konutlardan alabilecekler. Kim bunlar? Birincisi yıkık ev sahibi olanlar. İki, aynı zamanda ağır hasarlı ev sahibi olanlar, aynı zamanda acil yıkılacak binaların ev sahipleri olanlar, buradan birinci derecede yararlanma hakkına sahiplerdir." diye konuştu.
Soylu, bunların içerisindeki sıralamanın da birincisi şehit yakınları, ikincisi hanede 6 yaş ve daha küçük bebeği olanlar, üçüncüsü hanede yatalak veya ağır hastası olanlar, dördüncüsü hanede engelli birey olanlar, beşincisi hanede 65 yaş üstü bireyi olanlar, sosyoekonomik destek kapsamında olanlar şeklinde olduğunu aktaran Soylu, "Aslında konteynerden yararlanmak isteyen hak sahipleri yani dairesi olup, bir yerde oturup aynı zamanda da dairesini kaybedenler, birinci derecede buradan hak sahipleridir. Bu geçmişte de böyleydi, bugün de böyle." ifadelerini kullandı.
Soylu, bu konuda diğer hak sahiplerine ilişkin şunları kaydetti:
"Birinci ağır hasarlılardı, şimdi de orta hasarlara geçtik. Eğer oradan yer kalırsa orta hasarlılar da elbette ki bundan istifade edebilecekler. Aynı sırayla olacaklar. dördüncüsü fiilen oturmakta olduğu evi sırasıyla orta hasarlı tespit edilip oturabileceği başka bir evi olmayanlar, beşincisi fiilen oturmakta olduğu evi sırasıyla yıkık, acil yıktırılacak ağır hasarlı ya da orta hasarlı olup oturabileceği kendine ait başka bir evi bulunmayan kiracılar. Yani ilk önce ev sahipleri, ağır hasarlılar, yıkılacaklar, daha sonra orta hasarlılar, daha sonra eğer yer kalırsa kiracılar... "
İlk kez kiracılara kira desteği verdiklerini dile getiren Soylu, "O da Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleri de oldu. İlk kez kiracılara kira desteği veriyoruz, 2 bin lira. Bundan önceki hiçbir depremde, hiçbir afette böyle bir destek verilmedi. Çok kapsamlı, çok büyük ölçekli bir afetle karşı karşıya olduğumuz için kiracılara da bir kira desteği verilmesi hususunda adım atılmıştır." dedi.
Daha önce kiracılar ve ev sahipleri arasında taşınma parasının farklı olduğunu aktaran Soylu, onları da dengeli hale getirdiklerini söyledi.