Hayat bir mücadele, var olma çabası ve koşuşturmayla geçerken kimilerimiz
bencilleşiyor; kimilerimiz paylaşımın, sevginin, sevmenin yardımlaşmanın önemini daha iyi anlıyor.
Her deneyim bir şeyler öğretiyor insana.
Ben ilk yazımda bunu daha iyi anladım. İnsanlık için en majör konuyu ele aldığım ‘Kadına şiddette adalet’ özellikle bu atıl dönemde kadına şiddetin istatistiklerine bakınca artığını gördüğüm için naçizane ses olmak istedim.
Olumlu geri dönüşler, diğer şehirlerden gelen destek telefonları , beni çok mutlu etti. Bir olma, birlik olma duygusunun önemini bir kez daha anlattı, gösterdi bana.
Tanımadığım, görmediğim birinin daha iyi olmam ve başka konulara değinebilmem için ufkumu açma çabası, derine bakınca o kadar önemli ki.. Birini eleştirmek, yermek çok kolaydır ama çabasını görüp destek olmak, takdir etmek zordur. Fark ettim ki çevremde böyle insanlar yok denecek kadar az. İşte bu yüzden içimde umutlar çoğalıyor.
Bu durum bana Ubuntu felsefesini hatırlatıyor. Geleneksel Afrika anlayışı olarak da bilinir. Ubuntu, başkalarının yeteneklerini tehdit olarak görmez, bütünün bir parçası olduğunu kabul eder.
Özgüveni vardır; kendisi dışında biri ezildiğinde, hor görüldüğünde kendisini de öyle hisseder…
Sosyal hayatımızda bir rehber olarak da görebiliriz. ‘Ben, biz olunca benim’ ; bu cümlenin gücünü tam anlamıyla hissettiğiniz zaman güçlü olursunuz.
Her insanın ötekine ihtiyacı olduğu kozmik bir düzen.
İnsanlığımız, diğer canlılara nasıl davrandığımızla şekillenir. Başka insanların ruhunu, benliğini anlayamadığımızda sadece insanlıktan çıkmakla kalmaz; kendi insanlığımızı, özümüzü de kaybederiz.
Bencilik insanın ruhunu körelten, çürüten bir oluşum. Birine yardım etme, destek olma hazzı çok başkadır. Paylaşmanın ve hoşgörünün olduğu bir dünyada bir çok sıkıntı çözülür. Bunun bilincinde olmak ve benliğinizde hissetmek çok şey kazandırır.
‘Hızlı gitmek istiyorsan yalnız git, uzağa gitmek istiyorsan birlikte git’.