Bir bayram sabahıydı. Hangi seneyse artık ilkbaharın son günleriydi. Evimizin balkonundan baktığımda, o sabah babamın, evin karşısındaki parkın demir parmaklıklarına sıkıca bağladığı bir koyun görüyorum. Birkaç komşu ile laflıyorlar. Yaşasın! Üzerime alelacele bir şeyler giyip hemen koyunu sevmeye gidiyorum. Ne güzel mahalle cıvıl cıvıl hemen herkesin koyunu var ama en güzeli bizimki! Baba diyorum bunun adı kıvırcık olsun babam gülümsüyor. Koyunumuzu güzel otlarla beslemek için, yan mahallelerdeki parklara koşuyorum. ”Ay şu güzel otlardan yer mi, çiçek yer mi acaba?” Tekrar babamın yanına koşturup soruyorum. Baba yer kızım diyor. Tamam o zaman en güzel otları çiçekleri yedireceğim ben kıvırcığıma! Bir iki okşadıktan sonra tekrar civardaki parklara bahçelere dalıyorum.
Benim için bayram yeni ayakkabılar yeni kıyafetler demekti. Sabah babam bayram namazından gelmeden önce kahvaltı hazırlanır, sonra kurban kesilir, o etler, ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılırdı.
Sabahleyin coşa coşa uyanan, Ayşecik kılıklı ben, öğleye doğru annemin ve ablamın telaşıyla nedenini anlayamadığım bir strese girerdik.
Parkta kıvırcığıma çiçek ve ot toplamış kan ter içinde babamın yanına vardığımda, kıvırcığın kafası kesilmişti. Kesileceğini biliyordum tabii sanırım beş ya da altı yaşlarındaydım. Bari bir güncük sevseydim onu! Bu yaşa kadar gelip bunları hala anlatıyorsam ciddi bir travma yaşamışım demek ki…
Kurban Bayramı’nda öğleye doğru babam hep sinirli gelirdi. Sonraları anladım babamı kan tutarmış koyun kesildikten sonra. Annem ve ablamı babamın karşısında titreten konu oymuş. Yoksa babam çok sevecen ve neşeli bir adamdır.
Küçük kız travmalı, baba sinir stres içinde, anne ve abla tedirgin, kıvırcık parça halinde poşetlerde, yeni kıyafetlerimizle el öpmeye ve kurbanın parçalarını dağıtmaya giderdik.
Kıvırcığın kavurmasını, ye diye burnuma sokmalarını anlatmıyorum bile…
Günün sonu, arabada, sabah mutlu uyanan çocuğun, el öpmek istemiyorum artık eve gidelim isyanları ve hısım akraba dolaşmaktan yorgun anne, abla, açlıktan sinir içinde olan baba…
Ne diyeyim, nerden o eski bayramlar diyemeyeceğim ben!
Tavsiyem
Bu bayram sevdiklerinizle tadını çıkarın, bağışlarınızı da travmasız stressiz yapın.
Çocuk okutsanız da olur, birilerinin ihtiyaçlarını giderseniz de…
Hepinize Mutlu Bayramlar…