Değerli okuyucularım bugünkü köşe yazımda nakûs tarihi değişmeyen Bayraklı’yı gündeme alacağım.
Bundan önceki yazımda Bayraklı’daki ilçe başkanı adaylarından size söz etmiştim. Hatta gönlünden adaylık geçen bazılarını yazmadım diye sitem edenler oldu. Ama herkesin şunu iyi bilmesini isterim ki; hatırla gönülle yazı yazılmaz. Ben kalemini bükmeyen dik duruşlu bir yazarım. Hayali yazı yazmam yazdığım yazının da arkasında dururum.
Bugün yine adaylardan Sayın Samed Tekin yoluna devam ediyor. Diğer aday Mehmet Yılmaz aynı hızla çalışmalarını sürdürüyor Sayın Sandal’ın adayı konumunda lanse edilen Sayın Necati Şahin’in ise aday olup olmayacağı henüz belli değil. Ben Necati Şahin’in kişiliği için övücü cümleler kurduğumda beni eleştirenlere, “Arkadaşlar benim oyum olsa ben Sayın Sandal’ın adayı olduğu için Necati Şahin’e oy vermem ama beyefendiliğine kişiliğine de toz kondurmam. Bu böyle biline” diyorum. Dostum ve arkadaşım Necati Şahin’e bundan bir ay önce Serdar Sandal’ın kendisinin arkasında durmayacağını ve terk edeceğini buna göre tedbir almasını özellikle söylediğimde bana “ağabey olur mu öyle şey” demişti. Ben de iddialı bir şekilde “Bayraklı’da başöğretmen benim. Sen benim sözlerimi dinle” diye ikaz etmiştim. Sayın Sandal’ın yakın çevresi şimdi Necati Şahin’e “Sen sahada tutmuyorsun” diyerek desteklerini çektiler. Hatta aralarında bir konuşmadan bahsediliyor. Sayın Sandal diyor ki; “Necati bey sahada tutmuyorsun kusura bakma”. Bu son derece doğal bir cümle amaaaaaaa Sayın Necati Şahin’in söylediği bir cümle var ki; “Sahada tutmayan ben değil sensin”.
Bu laf kavgada söylenmez.
Bu gelişmelerden sonra ben Sayın Sandal’ın yakın çalışma ekibinden bir arkadaşla görüştüm. “Niçin Necati Şahin’in arkasında durmuyorsunuz” diye aldığım cevap ilginç: “Biz ona adaylık sözü vermedik. Kayyum yapmak için uğraştık” deyince benim de asvalyalarım attı ve şu cevabı verdim: “CHP’de bir kayyum en fazla 1 hafta içinde atanır. Siz 46 gün Necati Şahin için Ankara’yı yol ettiniz. Yani bu yön değiştirmenin başka bir yolu değil midir?” diye cevap verdim.
Sayın Sandal’ın alışkanlığı olsa gerek çıkardığı hiçbir adayın arkasında durmaz. Sonradan; ‘Başka güçler müdahale etti’, ‘Vay genel merkez’, ‘Vay genel başkan’ diyerek arada sırada ‘Ankara’ya gidip genel merkezin isteği uğruna aday değiştirdim’ diyerek aday değiştirmeyi sever.
Sevgili okuyucularım; ülke bu kadar karışıkken, Ukrayna krizi kapıdayken, insanlar hayat pahalılığından yılmışken CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun hiç işi gücü yok da Bayraklı’yı mı dizayn ediyor? Geçin bu yalanları kardeşim geçin, güneş balçıkla sıvanmaz.
Benim aksaçlılar diye tabir ettiğim Sayın Sandal’a yakın olan bazı isimler (bunların içinde yakın dostlarım da var) ‘aday tutmuyor’ diye yeni aday arayışı içine girdiler. Çünkü bu seçimin kaybedilmesi Sayın Sandal’a tamir edemeyeceği siyasi bir yara açar. Şimdi de bazı isimleri tartışmaya başladılar. Belediye de görevli Didem Gültekin’i örgüte tanıtmaya çalışıyorlar. Ne kadar başarılı olurlar bilmem. Fakat tetikte bekleyen ‘Ben birleştirici adayım, her an görev bekliyorum’ diyen bir Yusuf Metin var. Kendisiyle görüştüm adaylığa hazır olduğunu söyledi. Ayrıca Sayın Necati Şahin’le bugün yarın bir söyleşi yapacağım, bazı perde arkası olayları o söyleşimde yazacağım. Gerçi benim tavsiyemi dinlemek nezaketinde bulunmazlar ama bence Sayın Songül Gök kardeşimizi aday göstermeleri onların lehine olur. Fakat burada da bir çelişki var. Her ne kadar Sayın Songül Gök ile Sayın Sandal arasındaki buzlar erise ve beraber yemek yiyip sohbet de etseler siyasetten bazı şeyler unutulmuyor. Ne Songül Gök’ün Sayın Sandal için söylediği sözleri (yazmak istemiyorum), ne de Sayın Sandal’ın Sayın Söngül Gök için Bayraklı’da “2 kişiye siyaset yaptırmayacağım bunun biri de Songül Gök’tür” diye söylediği sözleri hiç unutmadım. Sahi o ağır kelimelerden sonra ne oldu da barıştınız? Bu barışma nedenini sakın ha kadın kolları eski genel başkanı Fatma Köse hanımefendiye bağlamayın. Onun aracılığı ile oldu derseniz vallahi kimseyi inandıramazsınız.
Sevgili okuyucularım; Necati Şahin ile yapacağım söyleşiyi merakla bekleyin.
Haaa pardon pardon pardon bir şeyi unuttum; bizim BAY-BEL A.Ş. nereye taşındı yerini bilen var mı? Ben arayıp bulamadım. Yerini bilen varsa bana da bir haber versin.