Bayraklı Belediyesi’nin efsane başkanı Hasan Karabağ Ege Ajans’ı ziyaret etti. Nezaket ziyaretinde bulunan Karabağ, İzmir siyasetini yorumladı.

Sevgili okuyucularımız bu söyleşi Sayın Hasan Karabağ’ın söylemlerini içermektedir. Ege Ajans olarak bizim hiçbir yorumumuz, katkımız yoktur. Sayın Başkan ne söylediyse onu yazdık. Bayraklılı arkadaşlarımızın şunu bilmesi gerekir ki ben de Bayraklı siyasetinin içinde birisi olarak bu yazıya taraf olmadım, olamam da. Çünkü Sayın Başkan’ın söylemlerine saygısızlık olur.  Sayın Başkan ne söylemişse onu yazdık. Başka anlamlar yüklemeyin. Bu söyleşide kendine söz hakkı düşenler varsa, köşemiz kendilerine de açıktır.

İzmir siyaseti hakkında yorumlarda bulunan Karabağ’la gerçekleştirdiğimiz söyleşimiz:

“Hasan Karabağ, “Türkiye’deki durum ekonomik açıdan çok kötü. Özellikle pandemi ekonomik açıdan ülkeyi yıkıntıya uğrattı. Bu süreçte belediyelerimiz yardım dağıtarak belediyecilik örnekleri verdi. Ama belediyecilik bu değil. Belediyeler sadece yardım dağıtacak kurumlar değil, esas işleri çok daha farklıdır.

“BEKLENEN  YEREL FLAŞ ÇÖZÜM GELMEDİ”

 İki buçuk yılda esas meseleyi çözecek flaş bir yerel yatırım çözümü çıkmadı. Bundan sonrası için çözüm bekleniyor. İzmir’de “bu hizmet başladı, bitti” denen bir proje haberi duymadık. Belediyecilikte ilk iki yıl çok önemlidir. Dünyadaki uzmanların aktarmış olduğu bir bilgi; bir başkan iki yıl içinde kendisine “iyi” dedirtiyorsa aynı şekilde devam eder. Bir başkan ilk iki yılda kendisini “iyi” belediye başkanı olarak kanıtlarsa, beş yıl boyunca o şekilde devam eder. İzmir’de CHP’nin bu dönem atadığı adaylar ittifak anlayışıyla, iktidar kaygısı güdülmeden, liyakat olmadan aday yapıldı. Emek verenler bir kenara atıldı. Bu tabloda atanan adaylardan bir şey beklemek mümkün değil.

CHP’nin  Bu Bağlamda Ak Partiden Farkı Nedir Sizce?

Liyakatle ilgili bu iddialar en çok CHP’ye geliyor. İktidarda şikayet edilen tavırları sen uygularsan, nasıl muhalefet uygulayacaksın? Nasıl iktidara geleceksin? 1989 ANAP dönemi sonrası yapılan yerel seçimlerde Türkiye  genelinde Doğu ve Güneydoğu bölgeleri dahil olmak üzere SHP (Sosyal demokrat Halkçı Parti) bütün belediyeleri aldı ama kötü belediyecilik algısını yaydığı için  sonrasında belediyelerden iş, aş, ekmek, ihale almak isteyenler belediyeleri doldurdu ve sonra olumsuz bir hava getirildi. 1999’da sol hareketin barajı aşamamasına neden oldu. İstanbul’daki İSKİ hadisesinden başlayarak bir yıkım dönemine girildi. İzmir özelinde, İzmir’de İzmir’in metropol tablosu içinde bir mutsuzluk var, 89 faciası tekrarlanırsa şaşırmam. Her nedense bütün belediyeler kavgalı.

Liyakat esas alınmadan yapılan atamalar sizce yerel yönetimlere zarar mı verdi?

Likayatin düşünülmemesi yetersizliği beraberinde getirdi. Yetersiz insanların atamaları da yetersiz olur. İzmir’deki CHP’li belediye başkanlarının bir bölümü için bu durum söz konusu.

Siz Bayraklı’da belli bir kesim tarafından “efsane başkan” olarak adlandırılan bir isimsiniz. Elbette karşıtlarınız da var. İki yıl Bayraklı’da kurucu başkanlık yaptınız. Verdiğiniz aradan sonra siyasete dönüş sinyallerini en son Bayraklı’da Sevgi Yolu’nda kısmen de olsa gösterdiniz. Zaman içinde sanırım belli bölgelerde de bu hareketlenme olacak gibi gözüküyor. Siz her ne kadar temkinli olarak gün gelmeden çok açık deklare etmiyorsunuz ama bizce Bayraklı siyasetinin göbeğindesiniz Sayın Başkan. Bu konuda ne dersiniz?

Aslında ben siyaseti bırakmadım ancak Bayraklı’ya aday olmadım. Büyükşehir için adaylık dosyasını arkadaşlar götürüp verdiler ancak büyükşehir için de adaylıktan çekildim. Genel merkezin ittifaka güvenerek istediğini istediği yere atayacağı mantığı sebebiyle adaylığımı çektim.

Belediyecilik teknik bilgi gerektiren bir iştir. Tunç Soyer’den beklediğim bir şey yok. Şu ana kadar yetersiz görüyorum. Henüz bir yatırım algısı yaratmadı. İzmir’in temel sorunlarından birine yönelik bir adım atamadı. Benim beklentim, yeter ki belediye mülklerini satmasın. En son Eşrefpaşa Devlet Hastanesi’nin satılacağını bir meclis üyesinden duydum. Ne kadar doğru bilmiyorum ama satarsa gaflet olur.  Hazırlıklı olan bir başkan adayı kentin sorunlarına çözümleri gelir gelmez hazırlar. Bunları ne yazık ki göremiyorum.

Gündemde özellikle trafik sıkıntısı var. Bu konuda yorumunuz nedir?

Kentin ana giriş ve çıkış noktalarında, kuzeyden güneye belli güzergahlar hazırlanabilirdi. Bu çalışmalar ne yazık ki Aziz Kocaoğlu döneminde de yapılmadı. İzmir’e girişteki hava kirliliği özellikle Bornovalıları kanser yapacak. Bu toz bulutuna karşı ne önlem alındı? Çevreciler nerde onu da göremedim.

“BAYRAKLI’YA YAPILMIŞ EN BÜYÜK İHANET!”

Bayraklı’da Tınaztepe Hastanesi yanındaki arsanın satışıyla ilgili ne söylemek istersiniz?

Tınaztepe Hastanesi yanında satılan yer, kente yapılan en büyük haksızlıktır. Bayraklı halkının yalnız orada alanı kalmıştı. Ruhsatı alınmış, projeleri hazırlanmıştı. Kültür Bakanlığı Sahnesi standartlarında 850 kişilik bir tiyatro salonu, yüzme havuzu ve nikah salonu olacaktı. Ruhsatı olan bir proje vardı. Oranın sigortaya borçları karşılığında verildiği belirtiliyor. Borcu kapatılacak, Milli Eğitim’e verilecek arsalar vardı.

Bayraklı’nın borçlarını 3 Nisan 2019 tarihi ile size söylüyorum;  belediye borcu 142 trilyon, şirket borçları 36 trilyon. Şirketin alacakları 26 trilyon, belediyenin emlak vergisi vb. alacakları 50 trilyon. Bıraktığımız tablo buydu. Şimdi ise 284 trilyon belediyenin, 112 trilyon ise şirketlerin yapılandırılmasından sonra gerçekleşen borç olduğu aktarılıyor.

Özet olarak Bayraklı’da mutsuzluk var.

Peki sizce bu mutsuzluğun sebebi nedir?

Bu mutsuzluğun sebebi sadece siyasi değil, başka sorunlar var. Bayraklı’da yayılan mutsuzluk siyasal olarak yansıyor.

“CHP BU YÖNETİM ANLAYIŞINI DEĞİŞTİRMELİ

Ben ve biz, “Demokrasi 2” grubu olarak, bir kişinin ya da grubun arkasında olmadığımız gibi, karşısında da değiliz diye bir fragman yayınlamıştık. Gerçi Demokrasi2 Grubu’nu bilmeyen ya da hayali sanan okuyucularımız da var ama bu bağlamda,  Demokrasi2 Grubu adına size şu soruyu sormak zorundayım, Bayraklı’da sizin konumunuz nedir?

Bayraklı’daki konumumdan önce, Bayraklı’da ne yapılması gerektiğini söyleyeyim; CHP açısından bu yönetim anlayışını değiştirmeli. Deprem sonrası seçmen transferi de var. Genel ve yerel seçim ayrı yapılırsa, ittifak içindeki partiler aldıkları oyları görerek ona göre hareket edecek. Günü geldiğinde siyasetin gereği neyse onu yaparız, sevenlerimiz ve sevmeyenlerimiz şunu iyi bilmeli ki; ben Atatürkçü ve çok iyi bir CHP’liyim. Biz bitti demeden bitmez. Bayraklı’nın aydınlık günleri beklemesi kadar doğal bir şey yoktur. Biz de aydınlık günlerin bir habercisiyiz. Siyasette erken konuşmak gaflettir. Biraz sabır, biraz sabır.

Tek misiniz yoksa ekibiniz var mı dersem güler misiniz?

Siyaset ekip işidir. Kişi yalnız bir şey yapamaz. İnsanlar bu belediye anlayışından yaka silkmiş durumdalar. Bu sistemin değişmesi için elimden geleni yapacağım. Basına da bir sitemim var. Bayraklı’da intihara teşebbüs eden Belediye personelini bile yazmıyorlar mı, yazamıyorlar mı?

Sayın Başkan basını itham ediyorsunuz ama sapla samanı ayıralım. Belediyelerden beslenen, özel kalemden aldığı sarı zarflarla kalemi istenen tarafa bükenlerle Ege Ajans’ı ayırmak zorundasınız. Biz hiç bir belediyeden, hiç bir ad altında, hiç bir menfaat beklemeden gazetecilik yapıyoruz. Kim para alıyor, kim menfaat sanıyor bilemem ama Ege Ajans’a kimse böyle bir yakıştırma yapamaz. İşte dik durmanın nedeni bu. Eksik yazabiliriz ama kimsenin payandası değiliz, olmaya da niyetimiz yok.

Bayraklı’da İyi Parti İlçe Başkanı Erdinç Çobanoğlu’nun aday olacağı sinyalini aldık. Bu konuda ne dersiniz?

Ben başkaları adına konuşamam. Aday olmak herkesin hakkıdır.

Eski Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’a güzel sohbetinden ötürü teşekkür ediyoruz.