Değerli okuyucularım bugünkü köşe yazımızda 5 Ocak Pazar günü yapılacak olan Bornova CHP ilçe başkanlığı seçimindeki son durumu analiz etmeye çalışacağım. Bornova’da 3 adaylı bir seçim yarışı olacak. Adaylardan birisi Selma Nalbantoğlu, birisi Gürol Türkmentepe diğeri de Ertürk Çapın.

Bornova’da 2 adaylı bir yarış beklenirken 3 adaylı bir seçim olacağı kesinleşti. Sayın Ertürk Çapın’ın çekileceği ve ya birleşeceği senaryoları son bulmuştur. Biz de günlerdir 4 arkadaşımızla Bornova’daki seçimin analizini yapmak için abartı olmasın ama en az 100 tane CHP’li arkadaşımızla görüş alışverişinde bulunduk. Ben Çamdibili yani bir Bornovalı olduğum için daha titiz davranmak zorundayım. Bu üçlü yarış içindekilerin çoğu benim yakın arkadaşım ve dostumdur. Biz Ege Ajans olarak taraf olmamaya, herhangi birinin değirmenine su taşımamaya dikkat ederek analiz yaptık. Övünerek söylüyorum ki bugüne kadar yaptığımız bütün analizler tamamen doğru çıktı. İnşallah bugünkü analizimde de yanılmam. Bu analiz sadece benim değil ekip arkadaşlarımın bana katkısıyla hazırlanmıştır.

Bornova’da günlerdir sosyal medyada birbirlerini linç etme, karalama kampanyaları maalesef devam etmektedir. Bunlara bir son verilmelidir. Birbirleriyle resim çektirmek, bir bürokratın yanında olmak ya da bir milletvekiliyle beraber olmak suç olmaz, bunun üzerinden kimseyi yıpratmayın. Sayın Selma Nalbantoğlu’nun İZELMAN genel müdürü Burak Alp Ersen üzerinden yıpratılmaya çalışılması ne kadar çirkin. Peki ben bir diğer adayımızın sayın Tuncay Özkan ve sayın Muharrem İnce ile kol kola resimlerini yayınlarsam ne diyeceksiniz? Bu tür seviyesiz eleştirilere dur diyelim. Adaylarımız herkesle yan yana gelebilir, bu suç değildir. Bunun üzerinden ne Selma Nalbantoğlu’nu ne de Gürol Türkmentepe’yi eleştirmek, onu birinin adamı olarak göstermek hakikaten rezaletin son perdesidir. Bu tür ucuz suçlamayı yapma gereği duyanlar asla CHP’li olamaz. Zaten kamuoyunda belli troller tarafından adaylar hakkında çeşitli suçlamalar yapılıyor. Bu suçlamalara asla katılmıyorum ve yanlış olduğunu düşünüyorum. Sayın Ertürk Çapın’ın Bornova belediyesindeki bir bürokratımız tarafından desteklendiği, onun adına çalışmalar yaptığı, yine Selma Nalbantoğlu için İzbeton genel müdür yardımcısı Kudret Yiğit tarafından CV toplayarak desteklendiği iddiaları, yine Bornova belediye başkan yardımcımız aynı zamanda büyükşehir belediye meclis üyemiz Ulaş Polat’ın Gürol Türkmentepe için CV topladığı iddiaları gerçekten mide bulandırıcıdır. Arkadaşlar, bazı fanatik arkadaşlarımız şeytan taşlamaktan namaz kılmaya bile vakit bulamıyor. Hani bir söz vardır ya sonradan Müslüman olana abdest dayanmaz diye. Kişileri üzerinden değil projeler üzerinden gitmeyenler hüsrana uğrayacaklardır. Aslolan, seçilecek arkadaşların neler yapıp yapamayacaklarıdır. Sosyal medyada kendini bu iş için adamış belli insanlar hem Mahir Polat ve grubunu hem sayın Ertürk Çapın’ı hem son günlerde adı moda haline gelmiş Kudret Yiğit’e yaptıkları saldırıyı büyük bir saygısızlık ve yanlışlık olarak değerlendiriyorum. Bornova belediyesindeki bürokratımız bizim için değerli bir kişiliktir. Gönlünden birinin geçmesi suç mudur? Sayın Ulaş Polat başkan yardımcısı olduysa ve Gürol Türkmentepe’yi destekliyorsa ille de ona sen cv topluyorsun diye ona çamur mu atalım? Yine sosyal medyada fenomen haline gelen Kudret Yiğit’in birini desteklemesi hata mıdır? Biz Kudret Yiğit’i daha önce siyaset arenasında görmedik mi? İlçe başkan adayı olmadı mı? Sözün kısası bu tür çirkin dedikoduların hiçbirini kabul etmek istemiyorum. Bu tür düşünenleri de esefle kınıyorum. Bırakın adaylarımız projeleriyle yarışsın.

Bizim yaptığımız analizde sayın Ertürk Çapın’ın yüzde 26 oranında bir oy potansiyeli olduğu. Kamuoyunda iddia edilen belediye desteği de gelirse 60 ile 90 oy arasında bir delege ağırlığı olacağını düşünüyorum. Sayın Ertürk Çapın’ın çekileceğini bekleyenler büyük bir yanılgı içine düşerler. Daha önceki yazımda belirttiğim gibi Dramalı Köşkü’nde yapılan toplantıda Ertürk Çapın ve Gürol Türkmentepe’yi birleştirme çabaları beyhude olmuştur. Sayın Ertürk Çapın yoluna devam edecektir. Diğer iki aday için birinin yüzde 36 diğerinin de yüzde 38 oranında delege ağırlığının olacağını düşünüyorum. Burada son gün yapılacak olan listeler sonucu direkt olarak etkileyebilir. Listelerde beklentisi karşılanmayanlar benim omurgasızlar diye tabir ettiğim, her dönemde bu tür kişiler vardır, aniden karşı listeye gidebilir. Bu kesinlikle en önemli belirleyici faktörlerden olacaktır. Yine delegeler son anda hep güçlüden yana hareket ederler. Yine belirleyici faktörler arasında erk etkili olacak mı ki bence olur. Burada erk kimin yanındadır onu iyi anlamalıyız. İş, aş, asparagas haberleri bırakalım delegelerimiz kendi özgür iradesiyle oylarını kullansınlar. Victor Hugo’nun çok güzel bir sözü vardır: İyi insan olmak kolaydır, önemli olan adil davranabilmektir. Bu sözü kime mi yazdım? Bence mektup adresine ulaşır.

Çamdibi’nde Selma Nalbantoğlu’nun biraz daha ağırlıklı olduğunu gördük. Bu demek değildir ki Ertürk Çapın ve Gürol Türkmentepe Çamdibi’nde yok. Gençlik kolları başkanı sayın Sadık Yıldız, Ertürk Çapın ile hareket ederken (Sadık Çamdibilidir) unutmayalım ki Gürol Türkmentepe de Çamdibi kökenlidir. Çınar mahallesi muhtarı Mustafa Kaplan’ın yeğenidir. Yani Çamdibi’nde Gürol Türkmentepe de vardır. Bornova’da dengeyi gördük. Bazı mahallelerde blokların çatladığını, kaymalar olacağını düşünüyorum. Sözün kısası sayın Nalbantoğlu ile Türkmentepe arasında ciddi bir çekişme olacaktır. Sayın Ertürk Çapın’ın alacağı oy da bu iki adayın dengesini bozabilir. Sayın Ertürk Çapın’ı dışlamadan, hafife almadan seçimin önemli bir belirleyicisi olacağını düşünüyoruz. Bütün adaylarımıza da başarılar diliyoruz. Bu yarışın kazananı ve kaybedeni olmasın. El ele, kol kola, kardeşçe, düğün havasında bir seçim geçirelim. Aslında adaylarımız gerçekten centilmen. Her 3 aday da birbirlerinin adaylık açıklamalarında çiçek vererek başarılar dilemesi bizim özlediğimiz bir tabloydu. Yeter ki adaylarımızı destekleyenler aşırılığa kaçıp birbirini kırıcı söylemler içinde olmasınlar diyelim ve ben manidar bir Bektaşi hikayesiyle sözümü sonlandırayım. Bir ilçede şarap yarışması yapılır. Jüriye belirleyici olarak bir Bektaşi davet edilir. Önüne 100 tane şarap konur. ‘Hepsinden bir yudum tat ve en iyisini seç’ derler. Bektaşi bir şarabı alır, bir yudum içer ve jüriye dönerek ‘en iyisi bu’ der. Jüriden sesler yükselir: Yahu daha 99 tane şarap var, neden böyle davranıyorsun?’ deyince, ‘Ben daha önce onların hepsini denedim, denemeye gerek yok.’ Bunu niye mi yazdım? Belki ben de kendime bir pay çıkartırım.

HOŞÇAKALIN, SEVGİYLE KALIN…