Değerli okuyucular, bugünkü köşe yazımda, günler önce “Bornova’da Sular Durulacak Mı?” diye attığım fragmanın açılımını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bornova’da uzun süredir belediye başkanlığı ve CHP İlçe Yönetimi arasındaki uyuşmazlığın dedikoduları Bornova’yı sarmıştı. Bu konuda herkes bilerek bilmeyerek bazen de konulara hakim olmadan abartılı eleştiriler yapmaktaydılar. Biz de bu konuyu derinlemesine araştırıp incelemek istedik. Bu konuda araştırma yapmak üzere editörüm Berfin Çelik Bornova Merkez’de, saha elemanımız Deniz Atagündüz Evka 3 Evka 4 ve İnönü semtlerinde, ajansın emektarı şirket müdürümüz Aykut Keser Çamdibi’nde incelemelerde bulundu. Arkadaşlarımız bu araştırmayı yaparken özellikle şuna dikkat ettiler; CHP’ye oy veren ama politize olmamış, yani delege olamamış, ilçe yönetiminde yer almamış, tarafkar olmayan seçimden seçime CHP’ye oy veren sade vatandaşların görüşlerini aldılar. Ben de Belediye Başkanı  Sayın Mustafa İduğ ve İlçe Başkanı Sayın Ertürk Çapın’ la bu konuyu şahsen görüştüm. Bu veriler ışığında sizleri bilgilendireceğim. Öncelikle çıkan en önemli sonuç şu; maalesef CHP’de hiçbir zaman belediye ve ilçe kol kola girmez. Hep kavga ederler. Bu CHP’nin kronik bir hastalığıdır.

            Bornova’da bazı güruhlar bizleri “Vay sen Mustafa İduğ’un yakınısın, onun için belediyenin yanlışlarını yazmıyorsun.” diye acımasızca eleştirdiler. Yine başka bir güruh da “İlçe başkanı Ertürk Çapın senin baba dostundur. Onu eleştirmiyorsun.” diye haksızca bizlere sosyal medya üzerinden, canları sağ olsun hep eleştiri yaparlar. Öncelikle şunu herkesin bilmesi gerekir ki, kişisel dostluklar haber yapmamızı engellemez. Şahsımı Mustafa İduğ’a yakın bulup, “Mustafa İduğ’un hiçbir yanlışını yazamazsın”, “yazmıyorsun”, “el ele kol kolasın” diyenlere basit bir cevap vereyim; evet sayın İduğ’u severim. Kardeşimdir, dostumdur, yol arkadaşımdır. Amaaa CHP İlçe Başkanlığı Seçiminde Sayın İduğ, Ertürk Çapın’ı desteklerken, ben karşısında olup Selma Nabantoğlu’nu destekledim. Ertürk Çapın’a da olan yakınlığımı soruyorsanız, eve baba dostumdur. Rahmetli babası Yılmaz Çapın bizim büyüğümüzdür. Ama bu gerekçeler Sayın Ertürk Çapın’ı eleştirmeyeceğimiz anlamına gelmez.

            Sayın İduğ, “Belediyeyi sağcı kadrolarla donattı, CHP heyetinden gelenlere yer vermedi.” şeklinde büyük bir eleştiri altındaydı. Özellikle şunu bilinmesini isterim ki, İzmir’de hizmet açısından en başarılı belediye başkanı Mustafa İduğ’dur. Parayla anket yaptırıp, başarılı belediye başkanı gözükmek isteyenleri geçin kardeşim. Mustafa İduğ hizmette on numaradır. Siyaseten Sayın İduğ maalesef belediye hizmetinde yaptığı başarıyı yakalayamamıştır. Siyasette sancı ve sıkıntı vardır. Belediyeyi faşistlerle yönetiyorlar derken Sayın Mustafa İduğ’un gözde bürokratı Zafer Kurtbay’a çok büyük haksızlıklar yapılmaktadır. Zafer Kurtbay, Mustafa İduğ’dan aldığı direktifleri yerine getirmektedir ve son derece de başarılıdır. Zafer Kurtbay’ın hizmet eksikliği varsa, gelin yerden yere vuralım. Faşist diye nitelendirdiğiniz sayın Kurtbay’ın geçmişini bilmiyorsunuz. Sayın Kurtbay bir devrimcidir. İnanmayanlar İlçe Başkanı Sayın Ertürt Çapın’a sorsunlar. 2007 Yılından bugüne kadar CHP’nin aktif üyesidir. CHP’nin üyesine faşist diyorsanız ona da diyecek bir şey yok. CHP bir kitle partisidir. CHP’nin ilkerini kabul eden herkes, geçmişte bulunduğu siyasi partiye bakılmaksızın kabul görür. Belediye başkan yardımcılığına atanan Barbaros Taşer’in eski MHP’li diye eleştirenler, unutmayın ki bu seçimde CHP saflarında CHP’nin kazanması için mücadele etmiş, meclis üyesi olmuştur. Barbaros Taşer’in Gezi olaylarında nasıl bir yardımı olduğunu bilmeyenler sanırım ayıp ediyorsunuz. Hangi CHP’li Barbaros kadar Gezi’ye sahip çıktı? Kendinizi bir sorgulayınız. AKP’li diye eleştirdiğiniz, Yahya Yıldız iki dönemdir CHP’nin içindedir. Seçimin kazanılması için büyük mücadele vermiştir. Neden hazmedilmez? Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu partiyi sağdan gelenlerle doldururken, idari kadrolarda sağdan gelen devşirmeler etkin olurken genel başkana gıkını bile çıkarmayıp eleştiri yapamayanlar, bence biraz daha sakin düşünün. Sayın İduğ, özellikle temizlik işlerinde yaptığı kadro revizyonu, çavuş ataması gerçekten ilçede, örgütte büyük bir sıkıntı yaratmıştır. Ben de bu konuda ilçeyle aynı düşünce içindeyim. Sayın başkanın hangi gerekçeyle bunu yaptığını bilemem ama en azından kadrosu tamamen sola yatkın olan temizlik işlerinde partiden gelen üç beş çavuş atanarak bu denge sağlanması gerekir.

            Biz bu bilgileri yazarken Sayın Mustafa İduğ’un Ve Sayın Ertürk Çapın’ın yazılmaması kaydıyla anlattıklarının hiçbirini sütunumuza taşımayacağız. Off the record olarak anlatılanların yazılmaması, bir gazetecilik namusudur. Aslında anlatacağımız çok şey var ama söz verdiğimiz için bunları sizlerle paylaşamıyorum. Mahalle temsilcilerinin sürülmesi olayının takipçisiyim. Ama burada şuna çok dikkat edin, ben partiliyim diye hiç kimsenin yan gelip yatma hakkı yoktur. İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batıralım. Bu konu da sanırım çözülür. Sayın Ertürk Çapın’la yaptığım görüşmede bu konuları detayıyla konuştum. Belediyeyle olan kopukluğun giderilmesi konusunda fikir birliğindeyiz. Çok yakın zamanda, sayın Mustafa İduğla, Sayın Ertürk Çapın, çok daha kısa aralıklarla yan yana gelecektir. Sayın Ertürk Çapın, ilçe başkanı olarak örgütü temsil ettiği için bazı haklı serzenişlerde bulunmuştur; “Bize göre dünya görüşü bizimle ters olanların idari kadrolarda yer alması, CHP’li arkadaşlarımızın bu konuda yeterince yer bulamaması bizi örgüt olarak sıkıntıya sokuyor.” diyince, ben de kendisine; “Sayın başkan, siz belediye Başkanımız Sayın İduğ’ la çocukluk arkadaşısınız. Birbirinizin huyunu suyunu çok iyi bilirsiniz ve seçimlerde Mustafa İduğ sizin için gövdesini ortaya koydu. Bu birliktelik neden devam etmiyor bunları neden ikili diyaloglarla çözmek yerine sosyal medyanın tartışma konusu haline geliyor?” dediğimde Sayın Ertürk çapın; (parti terbiyesi almış, parti kültürünü çok iyi bilen bir ilçe başkanıdır) “Ben ilçe başkanlığını, sayın başkan da belediye başkanlığını yapacak. Belediye başkanının işine müdahil olma gibi bir niyetim yok lakin belediyede haksızlığa uğradığını zanneden her partili çalışan ilçe başkanı olmam sıfatıyla bana gelmeleri gayet doğaldır. Bazı belediye çalışanlarının haksızlığa uğradığı gerekçelerini herhangi bir bürokrattan sorup bilgi istiyorsam, bunun belediye başkanının işine karışacağım anlamına gelmemeli.” dedi. AAAAAH AAAAH. Bazı şeyleri yazabilsem… Sayın Ertürk Çapın’a şu soruyu sordum; “Bornova’da belli bir grup Sayın Mustafa İduğ’u Büyükşehir Belediyesi’ne karşı sözde büyükşehir belediye başkanlığına aday olacağı gerekçesiyle sürekli yanlış bilgi pompalıyorlar. Bilinçli olarak Büyükşehir Belediyesi’yle, Bornova Belediyesi arasında bir düşmanlık algısı yaratılıyor. “Bunu özellikle yapan güruhu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum sayın  başkanım. Dün el ele kol kola birlikte yürüdüğünüz belediye başkanına bu konuda açık desteğiniz olması gerekmez mi?” Çapın; “ Ben belediye başkanımın elbette yanındayım. Örgütün haklı taleplerini kendisiyle kısa zamanda bir görüşme yaparak ileteceğim. Diyaloglarımız daha da artacak. Kimse bizden kavga beklemesin. Buradan kimseye ekmek çıkmaz.” deyince mutlu oldum. Bana kalırsa, bu serzeniş bir süre daha devam edecek. Bu hamur daha çok su kaldırır.  Ben de ilçemizin mantıklı olan her talebinin arkasındayım, yanındayım, bu soğukluk giderilmeli. Bu kavgadan kimse kendine bir pay beklemesin. Ellerini ovuşturarak bu soğukluğu teşvik eden bu kavga büyüsün, biz de aradan sıyrılalım diyen malum vatandaşlara diyorum ki; su akar yolunu bulur. Hiç kimse örgütten büyük değildir. Dün yüzüne tükürdükleriyle bugün el ele kol kola girenler, sizin kendi itibarınız için her yol mübah değildir.  Bornova, sadece üç beş kişiden ibaret değildir. Herkese selam olsun. Bornova’nın sessiz sahipleri de vardır. Herkes kendini sorgulayacak, öz eleştiri yapacak. Hatanın neresinden dönersem kardır diyecek bir başkasının gemisine binerek başarı elde etmek isteyenler, hüsrana uğrarsınız.

HOŞÇAKALIN. SEVGİYLE KALIN.