Fransa Afrika’daki sömürgelerden çekilirken, ülkenin resmi dili ile eğitim dilinin Fransızca olması şartını getirmiştir. Dolayısıyla Fransa bağlantılı bürokrasi ve Fransız menfaatlerini savunan yönetimlerin önü açılmıştır.
Gine Sékou Touré liderliğinde 1958'de, Fransız sömürgesi olma mücadelesi başlatınca Paris’in sömürü baronları çok öfkelenmiş ve Gine'deki Fransız yönetimi her şeyi mahvetmişti. Ülkede yaşayan birkaç bin Fransız lehine, bütün mallar alınmış; taşınamayacak olanlar yok edilmişti. Bunlar arasında okullar, kreşler, kamu idaresi binaları da vardır. Çocuk parklarından dozerlerle geçildiği anlatılır. Yakılan arabalar, kitaplar, ilaçlar, araştırma enstitüsü aletleri, traktörlerle ezilmiş ve sabotajlar düzenlenmiştir. Hatta çiftliklerdeki atlar, inekler öldürülmüş; ambarlardaki yiyecekler yakılıp, kullanılamayacak hale getirilmiştir.
Bu öfkenin amacı, diğer sömürgelere ibret olmasıdır. Fransa'yı reddetmenin sonuçlarını açık bir şekilde göstermektir.
Bütün sömürgelerde kamu alımları ve ihalelerde öncelik Fransız şirketlerinindir. Fransız şirket istemezse başka bir firma devreye girebilir.
Fransa 1961’den beri 14 Afrika ülkesinin ulusal rezervlerini elinde tutuyor. Yıl sonunda düzenli rezerv raporu bildirilir. Toplam rezervin yaklaşık %85’i Fransız Hazinesinde tutulur. Paranın gerçek sahibi ülke, kendi parasının sadece %15’ini kullanabilmektedir. Fazlasını isteyen ülke ise kendi parasını “borçlanarak” kullanabilmektedir. Bu borçlanma limiti de milli gelirin %20’sini geçemez. Geçerse Fransa borç talebini “veto” etmektedir. Sömürgelerinden topladığı bu paralarla Fransa’da 500 milyar dolar kadar bir kaynak oluştuğuna dikkat çekilmektedir.
Afrika vatandaşları yıllarca sadece Air France’nin uçuşlarını kullandı. Başka bir ülkeye gitmek isteyen dahi Paris bağlantısını kullanmak zorunda kalırdı. British Airways ile başlayan çeşitlendirme başka ülkelerle devam etmiş. THY de Afrika kıtasında 50’den fazla yere uçuş sağlamaktadır. Üstelik bütün aktarmalar İstanbul üzerinden gerçekleşmektedir.
Fransızlar, Afrika sömürgelerinde büyük ekonomik varlıkların çoğunun sahibidir. Fransız şirketleri su, elektrik, telefon, ulaşım, limanlar ve büyük bankalar gibi büyük hizmetlerin hemen tamamını işletmektedir. Ticaret, inşaat ve tarımda Fransızların elindedir.
Fransa sömürgeleri üzerindeki egemenliğini sürdürmek için doğrudan Fransız şirketler yerine, yerel ama “Fransa dostu şirketlerle” çalışmaktadır. Mesela sadece Kamerun’da başlatılan bir programda bekâr, zinde gençler arasından Fransızcaya hâkim Kamerunlu gençler, Fransa’ya götürülmek istenmiştir. Kamerunlular ülkenin kalkınmak için doktorlara, mühendislere ve iyi eğitimli teknisyenlere ihtiyacı olduğu gerekçesiyle programa tepki göstermişlerdir.
Frank artık Fransa da bile kullanılmıyor ama 8 Afrika sömürgesi hala sömürge Frank'ı kullanılmaktadır (CFA). CFA’nın alım gücü Paris’ten belirlenmekte ve eski Fransız Frank’ı ve şimdilerde Euro’nun basıldığı yer olan Chamalières’te basılmaktadır. Afrika için basılan Frankların üzerinde (Orta Afrika Frankı, Batı Afrika Frankı gibi) her ülkeye uygun Afrika figürleri vardır. Herhangi bir yanlış adım rezervlerine otomatik el konulması ile sonuçlanabilir. CFA Benin Cumhuriyeti, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Gine Bissau, Mali, Nijer, Senegal ve Togo dahil sekiz eski Fransız Batı Afrika kolonisi tarafından kullanılmaktadır.
Fransa bu ekonomik operasyonu askeri olarak da tamamlamıştır. Askerlerin eğitimi, güvenlik ve askeri teçhizatın temini, güvenlik ile ilgili ittifaklar kurulmasında öncelik Fransa’nındır.
Aksi durumlarda darbeler ve görevden almalar işletilmektedir. Mesela Afrika Birliği’nin ABD Elçisi Zimbabveli diplomat Dr. Arikana Chihombori-Quao, Fransa’nın aldığı “Sömürge Vergisi”ne son verilmesini istediği için görevden alınmıştır.
Fransa “Fransızca Konuşan Ülkeler Topluluğu” (Frankafon) sömürgeleri ile olan irtibatını koparmamıştır. La Francophonie’nin merkezi Paris’tir. Afrika’da 100 milyon kadar kişi Fransızca konuşmaktadır. Afrika’da 54 ülkenin 27’sinini resmî dili Fransızcadır. Afrika’ya yönelik yayın yapan basın ve yayın kuruluşları gazete, dergi, TV ve radyo istasyonlarından sürekli Fransız çıkarlarını korumak için yayın yapılmaktadır.
Fransa bugün Orta Akdeniz’de, Kuzey Afrika’dan Afrika’nın derinlerine doğru bu çıkarlarının peşindedir. Amaç yeniden büyük Fransa idealidir. Sömürü tatlıdır ve devamı arzu edilmektedir.
"1 Eylül 1920'de" Fransa, Suriye'de Lübnan adında bir bölge oluşturur. 1 Eylül 1926' da Lübnan kurulur. Nüfusu Maruni Hıristiyan - Dürzi ve Müslümanlardan oluşan bu bölge şimdilerde kaynayan kazandır ve Macron 1 Eylül 2020’de Lübnan’a gitmiş ve protestolarla karşılaştığı Beyrut’ta Feyruz’un evini ziyaret etmiştir. Afrika olmazsa Fransa ekonomik çıkmazdadır.
Ve bunu en iyi Fransızlar bilmektedir.